HABER ARŞİVİ    |    GÜNCEL    |    ÖZEL HABER    |    SİYASET    |    KÜLTÜR SANAT    |    EKONOMİ    |    FOTOHABER    |    SPOR
 
 
Dr.Erdal AKALIN yazdı"Çıkış Yolu " ?!.


13 Ağustos 2015 Perşembe 09:27

Genel seçimleri izleyen iki ayı aşkın süre, ülkemiz insanı için yeni bir umut kapısı olabilmek şansının kapandığını gösteriyor. Hatta aksine, sorunlar tırmanmış ve kan dökülmesi akıl almaz boyutlara çıkmış, terör hortlamıştır.

 

Hemen hepimiz bir çözüm ve çıkış yolu arıyoruz!

Anlaşıldığı kadarı ile ortaya iki kutuplaşma çıkmış görünüyor.  Bir tanesi devlet gücünü kullanarak yitirilen oyların partisine dönmesi sağlamaya çalışan ve özellikle HDP’ye ve kısmen de MHP’ye kayan seçmeni safına çekmeye çalışan Sayın Tayyip Erdoğan’ın iradesidir.   Gelişmeleri tekrar seçime yönlendirerek anket sonuçlarını izliyor ve yeniden tek başına iktidar olabilmenin yöntemlerini zorluyor.  İşin güzel tarafı bu iradeye dur demek, yanılmaktasınız demek şansımız da maalesef yoktur.  AKP içinde yer alan değerli milletvekillerinin de bu hatalı gidişe müdahale etmek yeteneklerinin olmadığını yıllar boyu izleyerek öğrendik.  Onlar kaderlerinin ve sandalyelerinin muktedirin onayına bağlı olduğunu kabul ederek yola çıkmışlardır zaten!

İkilemin diğer ucunda Kürt harekâtını temsil ettiğini sanan ve birçoğumuzun da halen öyle sandığı HDP var.  Bu nedenle de HDP’nin bu zaafını iyi bilen Sayın Tayyip Erdoğan, özellikle Selahattin Demirtaş’ı hedef alarak vurdukça vuruyor. 

Kamuoyu da Sayın Erdoğan’ın eleştirilerini alkışlayarak, Güney Doğu ve Doğu’nun sanki sözü geçen tek lideri imiş gibi kabul ettiği Demirtaş’tan açık ve etkili bir adım atmasını bekliyor.  Demirtaş, kamuoyu önünde sıkıştığının farkındadır ve bu nedenle ‘PKK silah bırak, barış adımı at!’ gibisinden bazı tümceler söylemeye çalışıyor.

Sizce etkili olabilir mi veya etkili olabildi mi?!.

Etkili olamaz!

Çünkü HDP, konunun ana lideri ve sözü geçen aktörü değildir.  HDP, Abdullah Öcalan’ın icazeti ve Kandil’in onayı ile kurulmuş, keza KCK’nın da kontrol edebildiği siyasi bir figür olarak Meclis’e gönderilmiştir.  Aslında T.B.M.M. bünyesinde yer alması da siyaseten doğru olmuştur.  En azından talepleri demokrasi ve hukuk kavramı içerisinde seslendirecek bir kürsüye sahip olması yararlıdır.  Kaldı ki, bu gerçeği yıllar önce öngörerek SHP içerisinde Meclis’e Kürt siyasetçilerini taşımak yürekliliğini göstermiş olan merhum Erdal İnönü’nün adımları, o günlerin Kürt milletvekillerince olumlu olarak değerlendirilmediği için nice yıllar boşuna harcanmıştı.  Hem de güzel olmayan görüntülerle!

Devlet, yıllar önce Öcalan ile diyalog kurmuştur, kanımca da doğru yapmıştır.  Çünkü Kürt harekâtının halen etkin lideri odur.  Ancak bu karşılıklı fikir alışverişleri maalesef siyasetin kişisel çıkar bekleyen küçük hesaplarına kurban edilmiş ve bellidir ki, Öcalan tarafından   yeterince iyi okunamamıştır.  Ancak tablo ortadadır ve iki tarafın çocuklarının kanları gene akıtılmaya başlanmıştır.  Akan kanlar, ilerisi için yeni yaralara neden olmaktadır.

 

AKP yanlışını anlamış olmalıdır.  Zamanında ilan ettiği kırmızıçizgilerin arkasında duramamış ve aklınca küçük tavizler vermek adına esnetmiştir.  Kırmızıçizgiler sadece AKP’nin değil, hepimizin olmazsa olmazlarımızdır.  Tek vatan toprağı, tek bayrak, tek resmi dil ve tek üst kimlik kavramlarında artık yeniden buluşmamız için kanımca bu günler son çağrı günlerimiz ve ortak uzlaşma zeminimizdir.

Öcalan, sıklıkla verdiği demeçlerinde de ayrımcılık ve ayrı bir devlet kurmamak niyetlerini açıklamıştı.  Sanırım bu yaklaşımı halen geçerlidir ve devletle kavganın acıdan başka bir kazanç getirmediğini anlayacak olgunluğa da kavuşmuştur.  Ateş kes ilanı ile birlikte hepimiz demokrasi ve barış adına adımlar atabilecek erginliğe de varmış olmalıyız diye düşünürüm.

Aksi halde, iktidarının devamı için ve oy devşirmek amacı ile Selahattin Demirtaş’a yüklenmek ve HDP’yi zaafa uğratmak üzere İŞİD bahanesi ile Kürt kardeşlerimize saldırmak, gene zaman kaybıdır ve dökülecek kanlarında telafisi mümkün değildir.  Sonuçsuz acılara yol açmaktan başka getirisi de yoktur!

Bu arada bazı akl-ı evveller gene İrlanda modelini telaffuz eder oldular.  Sean Penn, oradaki olgunun ana lideri ve beyni olan siyasi parti idi.  İRA ise bu partiye bağlı bir silahlı güçtü.  Şimdi HDP’yi Sean Penn gibi etkin parti olarak düşünerek yola çıkarsanız, sonuç alamazsınız.  HDP’yi kontrol eden irade kim ise veya kimler ise, sonuç alabilmek için onlarla diyalog kurmak gerektiğini hassaten vurgulamak istiyorum.

Bu benim fikrim; başka fikirler de çıkış yolu adına önemli olabilir, gecikilmeden hızla tartışılabilmelidir, umudumuzu yitirmeden hep birlikte!..

Nazım Hikmet Usta ile bitirelim yazımızı;

“Düşmezse düşmesin / yakamızdan ölüm / bizim üstümüze / güneş doğacak / gülüm.

Gülüşüne bir kurşun / sıksa da ölüm / unutma ki umuda / kurşun işlemez / gülüm!”

                                                                                                Erdal Akalın (12.08.2015) 





 
  HABER ARA
 
 
  
  FLAŞ HABER
  EN ÇOK OKUNAN
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
  SOSYAL MEDYA

 




 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GÜNCEL HABERLER SİYASET HABERLERİ SPOR HABERLERİ GİZLİLİK İLKELERİ

 

fotohaber.net | İnternet Gazetesi | Resmi Web Sitesi | Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
fotohaber.net © Copyright 2005-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA