CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Coğrafi Bilgi Sistemleri Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi’nin 36. Maddesi üzerinde söz aldı. İktidarın her yasayı “torba yasa” olarak getirmesini ve torbaya bütçe açığını gidermek için rant vergileri içeren maddeler koymasını eleştiren Bulut, bunun yanısıra kanun teklifinin içerisine Saray’ı güçlendirecek yeni maddeler ilave edildiğini kaydetti.
BELEDİYELERİN YETKİLERİ KISITLANIYOR
31 Mart ve İstanbul seçimleri sonrası belediyelerin yetkilerinin kısıtlandığını, gelirlerin merkezi hükümete aktarıldığını söyleyen Bulut, “Bu yasanın içerisinde de bunlar mevcut. Başkanlık sisteminin en temel prensibi yerel yönetimleri güçlendirmek ama bakıyorsunuz burada merkezî hükûmet yetkileri aldığı gibi vergileri de kendi uhdesine almaya çalışıyor. Turizmde konaklama vergisi, Kapadokya'da alan vergisi oluşturulması yine aynı anlayıştan kaynaklı. Yerele, buradan alınan vergilerden herhangi bir ilave yapılmıyor. Bu geçmiş iki yıl gibi, gelecek yıllarda da bu tür maddelerin tekrar Meclise geleceği açık” dedi.
ÇIKARILAN KANUNLARIN AMACI SARAY REJİMİNİN DEVAMINI SAĞLAMAK
Burada temel hedefin ülkenin ekonomisini toparlamak olmadığını; Saray rejiminin devamını sağlamak olduğunu kaydeden Bulut, yapılanların temel devlet yönetim biçimine ve siyaset biçimine aykırı olduğunu belirtti. Halktan alınan verginin demokrasiyle eş değer görüldüğüne dikkat çeken Bulut şöyle devam etti:
Eğer alınan vergi hakkaniyetliyse, eğer alınan vergi sağlıklı biçimde harcanıyorsa, adil ve şeffaf ise o zaman demokrasi gelişir, sosyal adalet gelişir. Aksi hâlde tam tersine döner ve işin kötüsü, imtiyazlı bir heyet oluşur, imtiyazlı bir grup oluşur. Bunun adına biz "sarayın 5 müteahhidi" deriz, biri "sarayın çevresi" der ama sonuç itibarıyla bir zümre oluşur ve bu zümre diğer kesimleri sosyal anlamda, siyasal anlamda, hukuksal anlamda, ekonomik anlamda baskılar, baskı altına alır. Burada, devletin kurumlarını ve yetkilerini devlet, millet adına değil de AKP'nin menfaati adına alırsanız bu olur, alınan vergileri aidat olarak alırsınız.
SARAY HİÇBİR ŞEYİN HESABINI VERMİYOR
Saray rejiminin partili Cumhurbaşkanının depremle ilgili vergi sorulduğunda muhalefet partisinin Genel Başkanına: "Harcanacak yerlere harcadık, sana mı hesap vereceğim?" dediğini anımsatan Bulut, “Böyle temel bir konuda eğer siz "Ben bunun hesabını vermem." derseniz, denetlemeden kendinizi uzak tutarsanız o zaman demokrasiyi sandıktan ibaret sayarsınız; her seferinde ifade ettiğiniz gibi, 2 sandık arasında herhangi bir sorgulamaya, herhangi bir denetlemeye itiraz edersiniz. Deprem vergisinin nerede olduğunu, nereye harcandığını söylemezsiniz. İşsizliğin en yüksek olduğu dönemde İşsizlik Fonunun nerede olduğunu, nereye kullanıldığını söylemezsiniz. Şehitler için toplanan paranın izahını yapmazsınız. Varlık Fonunun içine aldığınız Türk Hava Yolları, Vakıfbank, ÇAYKUR, BOTAŞ gibi kurumların hâl ve gidişlerini bir sır olarak görürsünüz, bunların hepsini sır olarak açıklarsınız. Tabii, burada, imam-cemaat meselesi gibi bakanlardan herhangi bir sorunun cevabını alamıyorsunuz. Bakanlığa sorduğum bir soruya cevap olarak internet sayfasından bir link gönderdiler” dedi.
DEVLET TÜM KURUMLARIYLA, BÜROKRATLARIYLA PARTİ ÜYESİ HALİNE GETİRİLDİ
Yapılması gerekenin Kızılay konusunda yaşananların bir daha tekerrür etmemesini sağlamak olduğunu belirten Bulut, iktidarın TBMM’de Kızılay için bir araştırma komisyonu kurulmasına onay vermemesini eleştirdi. Bulut, komisyon kurulmuş olsa Kızılay’ın kurtarılacağını, kuruma zarar verildiğini bildirdi. Kızılay’ın, sarayın Kızılay’ı, valinin sarayın valisi, TRT'nin sarayın sesi, yargının sarayın yargısı, rektörün sarayın rektörü yapıldığını, İŞKUR'un AKP'nin il başkanlarının emrine verildiğini, Devletin tüm bürokrasisinin, tüm kurumlarının bir parti üyesi hâline getirildiğini kaydeden Bulut, Türkiye’nin yolsuzlukta, 183 ülkeden 91'inci ve 2013 ve 2019 yılında en hızlı düşen 3 ülkeden de birisi olduğunu belirtti.