Barış harekâtının yaşandığı süreçlerde Mersin’deki hareketliliğin canlı tanığı olduğunu söyleyen Seçer, “Bütün bir Türk halkı; kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla Kıbrıs halkının, soydaşlarımızın yanında olduk. Dün olduğu gibi bugün de yarın da yavru vatan Kıbrıs'ımızın ve soydaşlarımızın yanında olacağız” ifadesini kullandı.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, eşi Meral Seçer ile birlikte Suphi Öner Öğretmen Evi’nde Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 48. yıldönümü kutlama programı dolayısıyla düzenlenen yemekte şehit aileleri ve gazilerle bir araya geldi.
Programa; Başkan Seçer ve eşi Meral Seçer’in yanı sıra Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan ve eşi Yıldız Pehlivan, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Fuat Gedik ve Eşi Oya Gedik, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Mersin Başkonsolosu Zalihe Mendeli, Kıbrıs Türk Mücahitleri, Muharip Gaziler Derneği, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği, Emekli Astsubaylar Derneği ve polis şehit aileleri de yer aldı.
Pehlivan: “Bu harekâtla sadece Kuzey Kıbrıs’a değil, aslında adanın tamamına da huzur gelmiştir”
Düzenlenen yemekte konuşan Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, “Bizim anlayışımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta barış, dünyada barış’ anlayışıdır. Bizim hiçbir zaman durup dururken kimsenin toprağında, vatanında gözümüz olmamıştır. Ama Kıbrıs’ta yaşadığımız gibi mezalim yaklaşımlar da gereğini yaptırmayı mecbur kılmıştır ve tarih boyunca bu ve benzeri konularda devlet olarak da millet olarak da üzerimize düşeni yapmışızdır” dedi.
Seçer: “Bütün bir Türk halkı; Kıbrıs halkının soydaşlarımızın yanında olduk”
Konuşmasına 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nın Mersin’den başladığını anımsatarak başlayan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ise; “Ben o tarihlerde küçük bir çocuktum. Şunu gördüm, sadece Türk askeri, Mehmetçik burada deniz yoluyla ya da uçaklarla orada Beşparmak Dağları’na indirme yaparak barışı ve huzuru sağlama gayreti içerisinde olmadı. Bütün bir Türk halkı; kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla Kıbrıs halkının soydaşlarımızın yanında olduk. Onları dualarla destekledik. Çok güzel anılarım var o günlere ait. Karartma uygulanan geceler, evimiz tren istasyonuna çok yakındı. Rahmetli annem asker geçişlerinde pasta börek hazır ederdi. Uzun süre askerin çantasında kaldığı zaman bayatlamayan çörekler. Tren sesi duyulduğu zaman bana derdi ki; ‘Vahap koş’. Sepeti kapar, istasyona giderdim. Kafamın üzerine koyardım. Kompartımanların penceresinden gezerdim ve askerler o çörekleri alırlardı. Sadece ben değil mahalledeki bütün komşularımızın çocukları aynı şekilde annelerinin hazırladıkları bu erzakları askerlerimize ulaştırdıklarına bizzat şahit olmuş bir insanım. İşte milletimizin büyüklüğü bunda. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün çok önemli, çok anlamlı bir sözü var. Her zaman dünya barışını değerlendirirken bu söz aklıma gelir. ‘Savaş mecbur kalınmadıkça bir cinayettir’ der. Çok değerli bir söz, çok önemli bir söz. Bunu söyleyen bu toprakların yetiştirdiği en büyük asker, en büyük devlet adamı. 1974 yılında bizler mecbur kaldık adaya gitmeye o dönemde” ifadelerini kullandı.
“Dün olduğu gibi bugün de yarın da yavru vatan Kıbrıs'ımızın yanında olacağız”
Programda Kıbrıs’tan gelen konukların da olduğunu söyleyerek konuşmasını sürdüren Seçer, şöyle devam etti:
“Dünkü ziyaretlerinde anılarını aktardılar. Bebekler, kadınlar katledildi. Toplu katliamlar oldu. İnsanlara zulüm edildi. Kitle katliamları oldu. Rahmetle anıyorum. Hem Sayın merhum o dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'i hem de Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan’ı rahmetle anıyorum. Sayın Bülent Ecevit çıkarmaya başladığında dünya basınına şöyle bir demeç vermişti; ‘Adaya sadece Türklere değil Rumlara da barış ve huzuru getirmek için çıkıyoruz’ dedi. Oradaki temel amaç tüm adaya huzuru hakim kılmaktı. Çok şükür ki bugün 48. yıldönümünde, bizler için çok değerli çok önemli bu bayram gününde adada anavatanın desteğiyle, güvencesiyle bir huzur ortamı sağlanmıştır. Ancak Sayın Başkonsolosumuzun da söylediği gibi kalıcı bir çözüm arayışında tarafların samimiyetsiz yaklaşımı, Kıbrıs'ta Türk toplumu ve Rum toplumu arasındaki bu mücadelenin arzu etmediğimiz bir şekle doğru evrilmeye gidebileceği endişesi ile devam ettiğini görüyoruz. Türkiye'nin bu konudaki tavrı nettir. Aslında Türkiye'deki bütün siyasi partilerin tavrı nettir. Bu konu siyasetüstü bir mesele. Biz Kıbrıs Türkü’nün yanındayız. Orada iki toplumlu iki devletli, eşitlik temeline dayalı, egemen devlet yapılanmasının taraftarı olduğumuzu buradan bildirmek isteriz. Dün olduğu gibi bugün de yarın da yavru vatan Kıbrıs'ımızın ve soydaşlarımızın yanında olacağız.”
Mendeli: “Barış ve özgürlük bayramımız kutlu olsun”
KKTC Mersin Başkonsolosu Zalihe Mendeli, “Bağımsızlık meşalesini yakan 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın 48. Yıldönümünü, harekâtın başlangıç noktası olan Mersin’de bir kez daha sizlerle birlikte kutlamaktan büyük mutluluk ve onur duymaktayım. Barış ve özgürlük bayramımız kutlu olsun. Mücahit ve Mehmetçik bu topraklarda Kıbrıs Türk halkının geleceği için şehit oldular. Onların bıraktığı emaneti korumak hepimizin boynunun borcudur. Sözlerime son verirken, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, İstiklal Savaşı kahramanları ve Barış Harekâtı’nda canlarını feda etmiş tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmetle, gazilerimizi de şükranla anıyorum” dedi.