HABER ARŞİVİ    |    GÜNCEL    |    ÖZEL HABER    |    SİYASET    |    KÜLTÜR SANAT    |    EKONOMİ    |    FOTOHABER    |    SPOR
   

Yazı Tarihi : 6.09.2019 03:58:13 | E-Mail : evdeci@gmail.com

Hüseyin SUNGUR
NAOMA’nın piyanosu 3.Bölüm

Şimdi ikindin güneşi, yaşlı mı yaşlı PRECHTER sokağından,belkide daha yaşlı olan ,5 A numaralı pansiyonumuzun penceresinden bakarken, karşıda, tuğlaları ,yıllara meydan okuyarak kırık dökük pörsümüş , sıvalarının tabakaları  dökülmüş , renkleri baştan aşağıya boz bir nehrin suları gibi görünen pencere kasalarının camlarından yansıyan, türlü çeşitli ışık oyunlarıyla, gözlerime batıyor,batarken de ,içimden bu hatırları iyi ki unutmadan defterime geçirmişim sükûneti dolaşıyordu. Naoma,ben bunları düşünürken, gözlerinin şakaklarına bakan uçlarından, kesik kesik damlalar halinde göz yaşlarını ,yanağına yuvarlıyordu.
O muamma kadın, mektubu sana verdi, sıkıca da tenbih etti, kimselerin haberi olmasın,yoksa bir insanın başı ciddi belâya girer dedi.Değil mi dedim.
NAOMA, her iki eliyle, yanaklarının yanlarından,boynuna akan göz yaşlarını sildi. 
“Mektubu ,dürüp büktüm, göğsüme yerleştirdim.Derhal odama çıktım.Uzun zaman açamadım.Mektubun veriliş şekli, kadının bana sıkı tenbihleri,beni bitkinlikten bitkinliğe sürükleyip duruyor, kalbimin heyecanlı çarpıntısı,bir türlü bitmiyordu.
Kulağımın içinde, sürekli, kadının bir cümlesi dolaşıp,duruyordu: Piyano çalan, şarkı söyleyen,güzel bir kadın…
Piyano çalan, şarkı söyleyen,güzel bir kadın.
Halbukî, mektubu yazan, o meçhûl kahraman,siyasi mahkûm,beni bir kere olsun görmemişti bile.
Piyano ve şarkılarım,demekki siyasi mahkûmu,o kadar derinden etkilemiş olmalı ki, hayallerinde,bambaşka bir beni, kendine göre bir beni , mahkûmiyetine  karşı koyabilmek için , özgürce yaratabiliyor.
Sonunda, mektubun, göğsümde saklandığı yerdeki hararetine dayanamayarak,dişlerim soğuktan birbirine vuruyormuş gibi, titreyerek, zarfı açtım.
Mektup, iki satırdan ibaretti.
Sizi seviyorum,sesiniz,piyanonuz beni hayata bağlıyor. Kimbilir ne kadar güzelsiniz” diyordu.
Birkaç gün delilere döndüm,adeta yemeden içmeden kesildim.Annem,babam,ablam bana tuhaf
tuhaf bakmaya başlamışlardı.
O günlerde, ne piyano çaldım,ne de şarkı söyleyebildim.”
Aradan yıllar geçmişti; parasız,pulsuz,işsiz,güçsüz şehrin sokaklarında, kunduramın tabanlarını eskittiği günlerden biriydi.Liseyi birlikte leyli(yatılı) okuduğumuz, varı yoğu ivazsızca paylaştığımız, Anadolu’nun sır dolu, muamma dolu bir dağının ardından geldiğini bildiğim,çok çalışkan,matematik kafalı bir arkadaşım vardı.Mektebin bulunduğu boğaz semtinin kıyısında, derme çatma,sanki mutlu insanlar resmi geçidi gibi duran, kahveler yaşardı .Boğazımda, işsizlik çaresizliği,çiğnenmemiş bir lokma  gibi   yumruk yumruk olduğunda, ne yapar yapar, kendimi o kıyı kahvelerine atardım.
Böyle bir kederli havada, o arkadaşıma rastlamış, hepsi de ,kimbilir ,leyli zamanlarımızdan kalma , binbir sessiz hatıra  dolu masanın birinde , derin bir lâfa dalmış,söz sohbet arasında, işsizliğimi saklamıştım. 
Galiba fark etmişti Halit.
Vedalaşmadan önce, ceketinin iç cebinden küçük bir defter çıkarmış, dikkatlice bir sayfayı yırtmış, dolma kalemiyle çalıştığın yerdeki sekreterliğin telefon numarasını yazıp, vermişti.
Sonra…
Okulda, ilk gördüğüm andan beri yüzünden bırakmadığı,yaşatıcı gülümsemesiyle, “ Ara ulan işte. Arayı soğutma” demişti.
O hatta yeni başlayan,boğaz otobüslerinden ilk gelenine binmiş, uzun ve çevik bacaklarıyla, çarçabuk bir yer bulmuştu otobüste.
Limana yakın bir yerde, birkaç gündür yevmiyesine mütercimlik yaptığım gümrükçüden , o gün erken çıkacaktım.Cebimde birkaç günlük  birikmiş yevmiyemle, Halit’e , mavnalı meyhanelerden birinde, iki kadeh rakı ısmarlayayım dedim kendime.
Daktilo kızın masasındaki ,yeni bağlanmış telefondan, verdiği numarayı çevirdim.Bir kaç kez vızıldayan sesten sonra, bir çatırtı duyuldu.Kablonun öbür ucundan gelen ses, sanki başka bir dünyaya aitti.
Hayır, bizim bildiğimiz , yaşadığımız gezegenimizde,böyle bir ses yoktu.  
Yutkundum.
“Alooo, buyruuun” dedi!




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
  • EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM-10

  • TUTUNAMAMAK-6

  • EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM-9

  • EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM-8

  • YENİ TANRILAR ZAMANI

  • EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM-7

  • EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM-6

  • EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM-5

  • EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM-4

  • EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM-3

  • EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM-2

  • EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM-1

  • TUTUNAMAMAK-5

  • TUTUNAMAMAK-4

  • TUTUNAMAMAK-3

  • TUTUNAMAMAK-2

  • TUTUNAMAMAK-1

  • TUTUNAMAMAK!

  • Sonsuzluk Çiçekleri 1

  • Kötülüğün sıradanlığı üzerine! 2

  • Bugünlerin kötülüğüne dair

  • ”TARSUS’a“ NOT düşmek

  • BİR İNSANLIK TÜRBÜLÂNSI(*)

  • Çok acılı,köyün delisi hikâyeleri

  • Tarsus-Trabzon Hattı

  •  
      YORUMLAR
     
    Adınız Soyadınız :

    Yorumunuz          :

    Güvenlik Kodu     : Güvenlik Kodu
    Kod                        :

     

      HABER ARA
     
     
      
      FLAŞ HABER
      EN ÇOK OKUNAN
    • Bu Ay
    • Bu Hafta
    • Dün
    • Bugün
     
      SOSYAL MEDYA

     




     
     
    ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GÜNCEL HABERLER SİYASET HABERLERİ SPOR HABERLERİ GİZLİLİK İLKELERİ

     

    fotohaber.net | İnternet Gazetesi | Resmi Web Sitesi | Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
    fotohaber.net © Copyright 2005-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

    URA MEDYA