HABER ARŞİVİ    |    GÜNCEL    |    ÖZEL HABER    |    SİYASET    |    KÜLTÜR SANAT    |    EKONOMİ    |    FOTOHABER    |    SPOR
   

Yazı Tarihi : 1.12.2019 01:30:16 | E-Mail : evdeci@gmail.com

Hüseyin SUNGUR
4.NEŞTER

Gülfem Saydan Sanver Hanım Efendi’nin, Mersin’deki “” ETİK”” konulu bildirimi üzerine …

BİRİNCİ yazıt.

( Yazıda yer verilen düşünceler, vesair aktarımlar,tamamen özneldir.Beni bağlar. Başkaları, Gülfem Hanım’I nasıl izledi, izlerken ne/neler  düşündü,beni bağlamaz. Kalemim , onlara göre yazmaz.

BİLİNE…))

Konu başlığı “ETİK” olan bir bildirim ( konferans) izledik, hem  zevkle,hem de kimi anlarda ,en azından ben , irkilerek izledi(k)m.

An geldi , oturduğum koltukta , popoma , raptiye batar gibi de oldu.

BU raptiye’den  ( rep rep –cem karaca) başlayalım.

ÇÜNKÜ…

GÜLFEM HANIM, KORKU sözcüğünü, akan tümcelerinin en uygun virajlarında, ustalıkla seslendirerek, hem duvardaki  hem de zihnimdeki ekrana, endişe-korku uğultuları serpiştiriyordu.

Belki bu “endişe ve korku”, O’nun zihninde gezinmiyor  olabilir,yalnızca benim çıkarsamamdır da.

Bu serpiştirmeler esnasında, aklıma ünlü İTALYAN yönetmen FELLINI’nin, doyumsuz AMARCORD filmi geldi.

Filmin, MUSSOLINI faşizminin ayak seslerini , film sanatı bağlamında, dehşet tasvirlediği bir , kasaba meydanı/çeşmesi ve kara giysili motorsıkletli sahnesi vardır.

Hadi oraya gidip, 41 yıl öncesine göz atalım.

Yıl 78,79 olmalı.Beyoğlu’nda, bu “iktidar” , kültür(!) terörünün yıktığı, muhteşem EMEK sineması vardı. Sinema, dört kanallı ses sistemi getirmiş, AMARCORD ile görücüye çıkacaktı.Apar,topar gittik.

Ey ulu gökler, ne hoşluk. Sesler, kulağımızın dibinde.Ben de mırıldanıyorum “ o meşhur” çeşme sahnesine ve “ulan bu kara motorsıkletli de, sıktı ha,ne demek istiyor “ falan diyorum ,kısık sesle.

Biz ,kara motorsıkletli ile uğraşırken, ara oldu.Işıklar fora edildi, ayağa kalktık ki, rahmetli ATTİLÂ İLHAN,  burnumun ucunda!

Meğer,tüm mırıldanmalarımı  dinlermiş.

Genç bir şair adayıyım, kimi orta karar dergilerde şiirlerim yayınlanıyor, işte,beni mest eden bir adam da, karşımda durmuyor mu.

“Aaaa Attilâ İlhaaaan “ diyebildim anca.

“Tabi ya Attilâ İlhan,düşün önüme “ demez mi.Salonun bir köşesine çekti, götürdü bizi.

Yanımdaki arkadaşlardan, yalnızca , rahmetli, büyük çizgi ustası NECATİ ABACI’yı anımsıyorum.Neco,heyecandan, sincap dişlerini tıkırdatarak, arkamızdan geliyor.

Şimdi izninizle, sözü ATTİLÂ İLHAN’a verelim…

“Üniversiteliyiz, değil mi çocuklar!”

“Evet efendim, üniversiteliyiz”.

“Ve siz, KARA GÖMLEKLİ motor sürücüsüne , FELLINI’nin giydirdiği benzetmeyi/ anımsattırmayı göremiyorsunuz!”

“Evet, göremiyoruz efendim.”

“Mussoli’nin özel bir askeri ekibi vardı. Nasıl bir üniforma giyerlerdi, anımsıyor musunuz?”

Ben, “ kara gömleklilerdi” diye atılır atılmaz, motosıkletlinin sırrı çözüldü.

“Ve bu kara gömleklileri anımsayamadınız gençler!!!”

Ve biraz daha lâfladık ustayla, çok teşekkür ettik,kulaklarımızı çeker “ gibi “yaptı ve ayrıldık.

Şimdi, tekrardan GÜLFEM HANIM’ın bildirimine dönüyor ve kimi “ders” başlıklarını anımsatıyoruz…

Türkiye

Siyaset ve etik

Yönetilenler ve yönetenler

Dün bugün ikilemi

Oto sansür

 

 

 

Veee

KORKU…

12 EYLÜL darbesi, “batılı” emperyallerin,ülkeye uygulatmak istedikleri , acımasız serbest piyasa “ekonomi” modelinin, muhtemelen göreceği toplumsal direnişi, peşinen kırmak için yaptırılmış(!) bir faşist/ırkçı darbeydi.

12 EYLÜL, turgut özal/anapını doğurdu.

KARŞILIĞINDA…

Necdet CALP, halkçı parti, Cezmi Kartay, sodep “partilerine” çok gülmüştüm.

NEDEN!

İkisi de “yüksek” bürokrattı ve “cunta” ,aklı sıra , “sosyal demokrat” parti kuruluşuna izin vermişti.

Zaten, kendileri de ne yaptıklarını bilmiyorlardı.

MİT elemanı olan CEZMİ KARTAY’ı,veto da etmişlerdi.

Hele bir soksopat , emekli general Turgut Sunalp vardı ki…

Faik TÜRÜN’den sonraki, işkence manyağı.

FARKINDA mısınız!

Gülfem Hanım’ın korku tünelini, GAP tünelini açan, KİRPİ gibi açmaya çalışıyorum.

TURGUT SUNALP, “solcu” kızlarımızın , teknik aletlerle işkence edilmesine karşıydı.

“Taş gibi memetlerimiz ne güne duruyor” derken, aslında ne denli derin, HASTALIKLI  bir PSİŞİK durumu anlattığının,belki kendi de farkında değildi.

EINSTEIN, anılarının bir bölümünde, askerler için şöyle der…

“onlara beyin lükstür, omurilik soğanıyla idare ederler”…

(( burayı, saplantılı dindarlar için de düşünebiliriz ))

Ben anlamam.İtirazı olan gider, ALBERT’in kapısını çalar, biz işimize bakarız.

İlginçtir, hem de çok.

Bu ülke, 12 EYLÜL ertesinde, bu seksopat generalin partisine hiç ama hiç “” teveccüh”” etmedi.

TUHAF DEĞİL Mİ!

AMA bizi yedek subay okulunda, sabah akşam, rap rap yürürken, “ her TÜRK asker doğar” diye bağıttırırlardı.

Sıkıysa bağırma.

Hele de dönem, 12 EYLÜL ertesidir , sen bir asteğmen adayı olarak, mutlaka “gomonissin” ve vatan hainisindir.

KİMBİLİR.

Siyaset ve etik

Yönetilenler ve yönetenler

Dün bugün ikilemi

Oto sansür

KORKU sürgiti yaşandığı sürece,yukardaki “unsurların” hiç birisinin değeri yoktur,anlamı yoktur.

AÇIK konuşalım, en azından burada.

DEMOKRASİ -PARLEMENTER DEMOKRASİ

Hukukun guguka üstünlüğü, din vicdan vs özgürlüğü…………………………………..

Bunların hiç birisi bu ülkede, yaşanmamıştır.YAŞANMIŞ “” gibi”” yapılmıştır.

Çünkü, “halkın” öldürücü çoğunluğunun , böyle bir derdi yoktur.

DÜN, asyadan, kısrak başı(!) gibi uzanan bu topraklara,hangi koşullarda geldiğimizi , biz bile bilmiyoruz.

KİM’İN/ lerin geldiğini bile bilmiyoruz.

Tüm kayıtlarımızı, BİZANS tuttu; 1400 lere kadar.

Konudan uzaklaştık mı!

Hayır efendim.

GAP kirpisi gibi çalışıyoruz.

SİZE, GÜLFEM HANIM sayesinde, korkuyu anlatmaya gayret ediyorum.

Türkiye, TÜRKİYE tarihi, başlangıçtan bu yana ( İNALCIK 1300 der başlangıca )), çok büyük bir iltihaptır.

Ve o iltihabın PATLATILMASI gerekir.

O iltihabın özü, DİNÎ/ IRKÎ EFSANELERE dayalı, hayali / şizofrenik düşünce tarzıdır.

Gülfem Hanım’a atıfla: CİDDİ VE KÖKTEN BİR ZİHNİYET değişikliği!

Olur mu bu “” topraklarda”…

BİLEMEM. Soran olursa,anlatırım ama burada anlatmam.

ANCAK  sizlere , ŞUNU aktarabilirim:

“” YÜZLEŞİLMEMİŞ BİR GEÇMİŞ, RUHUMUZ VE KİMLİĞİMİZDE BİR APSE GİBİDİR.YÜZLEŞMEK, NEŞTER GİBİ ACITIR,RAHATIMIZI KAÇIRIR AMA İYİLEŞMENİN DE BAŞKA YOLU YOKTUR” diye bildiriyor Prf Cem M…

Ben de şöyle bitiriyorum.

Bütün bu işlerin sona ermesi için, çaresiz, tepeden inme, bir burjuva “ihtilalinin” yapılıp, dine ve efsanelere dayalı düşünme/yaşama vesayrelerini iptal etmesi ancak mutlaka güler yüzlü ve insancıl olması şartını DA unutmaması gerekir.

Sorusu olan:

Sungur.sungur1@gmail.com adresine yazabilir.

Saygılarımla…




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
  • EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM-10

  • TUTUNAMAMAK-6

  • EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM-9

  • EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM-8

  • YENİ TANRILAR ZAMANI

  • EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM-7

  • EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM-6

  • EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM-5

  • EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM-4

  • EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM-3

  • EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM-2

  • EKSİK OLMAYIN YAŞIYORUM-1

  • TUTUNAMAMAK-5

  • TUTUNAMAMAK-4

  • TUTUNAMAMAK-3

  • TUTUNAMAMAK-2

  • TUTUNAMAMAK-1

  • TUTUNAMAMAK!

  • Sonsuzluk Çiçekleri 1

  • Kötülüğün sıradanlığı üzerine! 2

  • Bugünlerin kötülüğüne dair

  • ”TARSUS’a“ NOT düşmek

  • BİR İNSANLIK TÜRBÜLÂNSI(*)

  • Çok acılı,köyün delisi hikâyeleri

  • Tarsus-Trabzon Hattı

  •  
      YORUMLAR
     
    Adınız Soyadınız :

    Yorumunuz          :

    Güvenlik Kodu     : Güvenlik Kodu
    Kod                        :

     

      HABER ARA
     
     
      
      FLAŞ HABER
      EN ÇOK OKUNAN
    • Bu Ay
    • Bu Hafta
    • Dün
    • Bugün
     
      SOSYAL MEDYA

     




     
     
    ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GÜNCEL HABERLER SİYASET HABERLERİ SPOR HABERLERİ GİZLİLİK İLKELERİ

     

    fotohaber.net | İnternet Gazetesi | Resmi Web Sitesi | Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
    fotohaber.net © Copyright 2005-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

    URA MEDYA