Bugün 3 Ocak.
Mersin’in Kurtuluş Günü...
Ve de Kurtuluşun 100. Yılı.
Yani , tam tamına bir asır geçmiş.
Az-uz bir zaman değil.
1200 Ay veya 36 bin 525 gün..
Saati siz hesaplayın.
O günden bugüne Mersin nereye gelmiş?
Dünya Kenti olabilmiş mi?
Yoksa kaplumbağa hızı ile mi ilerlemiş.
Bugünleri bırakıp, 100 yıl öncesine gidelim.
Kolay değil O günün çok zor koşullarında bağımsızlık savaşı vermek.
Özgürlük yaşam için su-hava kadar önemli.
Özgür olmadın mı yaşamın anlamı kalmaz.
Ancak, unutmamalı ki özgürlüğün çeşitleri oldukça fazladır.
Eğer tüm özgürlüklere sahipseniz , sıkıntı yoktur .
Yalnızca vatan toprağında özgür olmak yetmiyor.
Ekonomik özgürlük de şart.
Paran pul oluyorsa sakıntı vardır.
İyi yönetilmiyorsan daha da zor durumdasındır!
100 yıl önce Mersin’i kurtaran kahramanlar, bize yaşanabilir bir kent ve toprak bıraktı.
Bugün ise durum çok farklı.
Mersin’i katlediyorlar, bön bön izliyoruz.
Akkuyu Nükleer Santrali en büyük bela…
Termik santraller, balık çiftlikleri say say bitmez.
Mersin merkez mi?
Güzelim kent yılların yanlış uygulaması sonucu beton yığınına döndü.
Yalnız kent merkezi değil, narenciye fidelerinin yerine bile beton fideler dikilerek sahil yağmalandı…
Bakmayın, şimdi doğa doğa diye ağlayanlara!
Onların ki timsah göz yaşları!.
Mersin’deki Fetöcüler mi, dediniz!
İşgal kuvvetlerinden daha insafsızdılar.
parsel parsel eylediler Mersin’i!
Servetlerine servet kattılar ve sonrasında, “biat ederek” postu kurtardılar!
Bu kenti kurtaran Emin Resa Karakaş, Mirza Bey, Mustafa Nail, Muzaffer Koçaşoğlu başta olmak üzere isimli –isimsiz kahramanlarımızın emanetine ihanet etmeyelim!
Aç gözlülük yaparak bu kente ihanet edenleri unutmayalım!
İster siyasetçi, ister bürokrat , ister iş adamı , ister vatandaş.
Gazeteci/gasteci!
Kim olursa olsun fark etmez!
100. Yılı geride bırakırken bu kente sahip çıkmak zorundayız!
Yoksa, Kurtuluş Savaşı’ nda bu kenti kurtarmak için canlarını veren şehit ve gazilerimizin kemikleri sızlar!
Bunun içindir ki yatandaş değil vatandaş olalım.
Mersin’e , Mersinlilere yapılan yanlışa karşı çıkalım!
Mersin’de taş üstüne taş koyana da teşekkür edelim!
Partisine, siyasi görüşüne bakmadan!
Önemli olan Mersin’i sevmek/sahip çıkmaksa gerisi teferruattır, diyelim.
METRO
Çok tartışıldı, yazıldı ve eleştirildi.
Her görüşe saygılıyım.
Ama, gerçekleri de göz ardı edemeyiz.
METRO medeniyet demektir.
Avrupa’da toplu taşıma denince akla METRO gelir.
METRO’ yu önemsiyorum.
Adamlar 100 yıl önce yapmışlar.
Biz Kurtuluşun 100. Yılında ancak temelini atıyoruz.
Onca patırtı-gürültüden sonra.
Yine de geç sayılmaz.
Başkan Seçer seçildiği günden bugüne METRO hayalinden vazgeçmedi.
Bence de iyi etti.
Kim ne derse desin Seçer, Kurtuluşun 100. Yılında toplu taşımada Mersin’in gelecek 100 yılını kurtaracak METRO’nun temelini atarak önemli bir olaya imza atıyor.
Sözün ÖZÜ;
Mersin’in Kurtuluşunun 100. Yılını gördüğüm için kendimi şanslı hissediyorum.
Darısı, Cumhuriyetimizin 100. Yılına.
Yaşanabilir bir Mersin dileğiyle , Kurtuluşun 100. Yılı kutlu, Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener’in bugün temelini atacağı METRO da Mersinimize hayırlı olsun.
(Not: Kurtuluşun 100 .Yılı ekimizle geçmişe ışık tutmak istedik. Beğeneceğinizi umuyor, emeği geçen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.)