Fatih Şahin
Yedi uyurlar, Jül Sezar, Marcus Antonius, Kleopatra, Aziz Pavlus, Danyal Peygamber, Bilal-i Habeş, Şahmeran, İskenderiye, Atina, Kudüs’te vs.vs.
Bugünlerde Tarsus’ta bir telaş, bir telaş sormayın..
Dile kolay yüzlerce yıldır, belki binlerce yıldır ihmal edilmişliğin son virajına girerken, bir müjdeli haberi bekliyor Tarsus…
Duymuşsunuzdur.
İktidarın son aylarda 30’a yakın ilçeyi il yapma projesini.
Bu adım belki stratejiktir.
Belki siyasi bir hamledir.
O ayrı tartışılır.
Ama, fakat, lakin, sebebi, gerekçesi her ne olursa olsun, bu ilçelerin bir çoğu il olmayı hak ediyor.
Tıpkı en başta il olmayı hak eden Tarsus gibi…
Son yıllarda kulağımıza çalınan bir laf vardır.
“ coğrafya kaderdir” diye…
Tarsus bu kaderi yıllarca yaşadı…
İnsanlık kadar tarihi, kültürü ve medeniyeti eski olan Tarsus, bağrına taş bastı, itiraz etmedi, isyan etmedi, kaderine hep razı oldu.
Çünkü köklü, kadim tarihi başka bir yol sunmadı Tarsus’a…
Coğrafi konumu nedeniyle, haksızlığa uğradı, ötelendi, yok sayıldı, hakkı yenildi..
Halbuki ki insanlık tarihine ve inanç tarihine bakıldığında, bırakın Türkiye’yi dünya tarihinde önemli bir konuma sahip.
Yedi uyurlar (Eshabı Kehf), Aziz Saint Paul, Danyal Peygamber, Bilal’i Habeş, Jül Sezar, Kleopatra, Şahmeran ve daha onlarca, belkide yüzlercesinin ev sahibi…
…Ve Tümünün onlarca, yüzlerce efsanesi var…
Kudüs’te bile bu kadar renkli ve derin tarih yok…
Mesela tarihin en romantik kapısı inşaa edildi Tarsus’a…
Roma’nın kudretli İmparatoru Julius Caesar’ın Tarsus’a dinlenmeye geldiği M.Ö. 47 yılından altı yıl sonra, yani M.Ö. 41 yılında Mısır’dan çok önemli bir konuk gelir Tarsus’a.
Güzelliği tüm dünyaya yayılan, filmlere konu olan Kleopatra…
Sevgilisi Romalı komutan Marcus Antonius, güçlü surlarıyla ünlü kentte onu görkemli karşılamak için, bir kapı yaptırır.
Günümüzde hala dimdik, ayakta ve kartpostalların başrolüdür…
Ne aşk be!
Devam edelim, Hz. İsa’nın havarilerinden biri olan Aziz Pavlus Tarsus doğumludur.
Kudüs’te ki Kıyamet Kilisesi’nden sonraki en kutsal yer Tarsus’ta bulunan Aziz Pavlus Kilisesi ve Kuyusudur..
Hristiyanlar için çok önemli bir hac yeridir Tarsus…
Kimse hafife almasın!
Eğer amacına ulaşmış bir hac, çok önemli bir turizm demektir ki; başta Mersin olmak üzere bir çok ilin turizm patlamasına neden olur.
Mersin olarak biz başaramadık ama, karar ve yetkiyi alan, memleket milliyetçisi Tarsus bunu başaracaktır.
Neyse devam edelim..
Filmlere ve efsanelere konu olan Şahmeran…
Tarihi Hititlere dayanan ve başta Türkiye, İran, Irak ve bir coğrafyada anılan Şahmeran Efsanesinin ev sahibidir Tarsus…
İşte böyle…
Tarihi ortaçağdan bile eski olan Taş Çağı’na dayanan bir kültür…
Şimdilik 8 bin yıl…
Hatta efsane odur ki; Pegasus, (kanatlı at) Kilikya’da yolunu şaşırır ve kendini Tarsus’ta bulur…
Ayağı sakatlanır ve Latince ayak izi anlamına gelen Tarsos adı verilir ve zamanla bu isim Tarsus adını alır…
İnsanlık tarihi kadar eski olan bir medeniyet şehri Tarsus daha yüzlerce efsane saklıyor sokaklarında…
Çıkarılması gerekir tüm bunların.
Onun için de il olması kaçınılmazdır…
Yüzyıllarca zirveyi de görmüş, dibin dibini de…
Bugün nüfusu gayri resmî olarak 500 bine dayansa da, Büyük komutan İskender zamanında da nüfus hemen hemen aynı…
Doğu Akdenizin’in en önemli liman şehri.
Hatta iddia odur ki; tarihteki bir çok bilim ve ilim adamı Tarsus’un bilim ve Medeniyet şehri olarak, İskenderiye ve Atina’nın bile önünde yer alır…
İşte böyle..
Yüzyıllarca küçük olsun, benim olsun mantığı, alimler ve bilginler kenti Tarsus’u görünmez bir kafese almıştır.
Yüzyıllar sonra, belki de binlerce yıl sonra, ilk kez rüştünü ispat edecek Tarsus…
İlk kez Tarsus’un şehri emini bu kadim tarihi dünyanın yüzüne vurmak için kolları sıvıyor.
Çok, çok, çok geç alınmış bir karar olsa da, Tarsus Belediyesi Başkanı Haluk Bozdoğan’ı tebrik ediyorum.
İlçedeki tüm STK’larla seferberlik ilan ediyor.
Hem de çok önemli bir günde 30 Ağustos’ta…
Tarihinde bir çok dine, mezhebe, devlete ve medeniyete ev sahipliği yapan Tarsus,
Türkiye Cumhuriyeti’nin 82. Vilayeti olmaya en büyük adaydır.
Kimse bana kızmasın ama Tarsus’un vilayet olması, Mersin’in her anlamda kurtuluşudur.
Bizlerin 30 yıldır bir türlü hizmete açtıramadığı uluslararası havaalanı, yıllardır tamamlanamayan bilmem kaçıncı organize sanayi bölgesini, eminim çok kısa sürede bölgeye kazandıracaktır.
Çünkü bizde olmayan bir damar taşıyor Tarsus; Memleket milliyetçiliği…
Eğer başarırlarsa, esnafından, köylüsüne, vatandaşından, bürokratına, seçilmişinden- atanmışına kadar herkes tarihe geçecektir.
Kim bilir; belki dünya tarihi yeniden yazılacaktır…
Yolun ve bahtın açık olsun Tarsus….
|