ÇİFTLİĞİN AĞASI BAŞBAKAN, ÇİÇEK KAHYASI DEĞİL
TBMM’nin AKP’nin çiftliği olmadığını ifade eden Öztürk, "TBMM salt çoğunluk partisi AKP’nin Meclis’i değildir. TBMM AKP’nin çiftliği değildir. Bu çiftliğin ağası da Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan değildir. Cemil Çiçek’te bu çiftliğin kahyası değildir. Cemil Çiçek milli iradenin temsilcisi olan TBMM’nin başkanıdır ve her partinin başkanıdır sadece AKP’lilerin başkanı değildir."
TBMM Başkanı’nın görevlerini sayan Öztürk, "Cemil Çiçek’in temel görevlerinden bir tanesi TBMM’de ulusu temsil etmekle görevlendirilen milletvekillerinin hakkını hukukunu çiğnetmemektir, korumaktır" dedi.
1 Aralık 2011’de tutuklu milletvekillerine ilişkin TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e dilekçe verdiğini, ancak yanıt alamadığını ifade eden Öztürk, "15 Şubat’ta ben tekrar aynı dilekçeyi verdim. Bunun üzerine TBMM Başkanı, Başkanlık Divanı toplantısı yaptı" dedi. Öztürk, şöyle devam etti:
"Tutuklu milletvekillerin maaşlarını, özlük haklarının kullanmalarını da engellemiştir. Bu milletvekilleri yemin etmedikleri için maaşları kendilerine ödenmemiştir. Maaşları ödenmemiştir. Danışmanları işe başlatılmamıştır. Sadece sekreterleri iş başındadır. Telefonları dahi kesilmiştir. Dün benim yaptığı girişimlerden sonra o telefonları bugün açacaklarını söylemişlerdir. Meclis’i bu kadar haksız ve hukuksuz şekilde yönetmeye kimsenin hakkı yoktur."
BALBAY’IN 3 YAŞINDAKİ ÇOCUĞUNUN HAKKINI NEDEN GASBETTİNİZ
Başkanlık Divanı’nın tutuklu milletvekilleriyle ilgili kararını hatırlatan Öztürk, "Peki öyleydi de bugüne kadar neden bu insanların özlük haklarını ödemediniz. Mustafa Balbay’ın 3 yaşındaki çocuğunun hakkını neden gasbettiniz. Sayın Meclis Başkanı siz hangi yetkiyle bu milletvekillerini yasanın, anayasanın tanıdığı hakları kullanmasını engellediniz. Yasama faaliyetini yapmasını engelliyorsunuz. Bu kişilerin maaşlarının ödenmemesi konusunda ne Başkanlık Divanı karar var, neye göre maaşlarını ödemediniz" diye konuştu.
HAKSIZ EYLEMLERİ YARGIYA TAŞAYACAĞIM
Meclis Başkanı’nın Başkanlık Divanı’na tutuklu milletvekillerinin durumunu kendisi tarafından verilen dilekçe nedeniyle götürmek zorunda kaldığını belirten Öztürk, "Çünkü kendilerine dava açacağımı biliyor" dedi. Öztürk, şöyle devam etti:
"Ama tamam olmadı şimdi de kendileri eğer Meclis Başkanlığından doğan görevlerini yerine getirmezler ise hala bu Meclisi AKP’nin çiftliği olarak görüyorlarsa o anlayışla bu Meclis’teki haksızlıkları ve hukuksuzlukları göz yumuyorlarsa bu haksız ve hukuksuz eylem ve işlemleri yargıya taşıyacağımı da bilinmesini istiyorum. Hukuk devleti ise bu ülke her eylem ve işlem yargı denetimine tabidir. Meclis Başkanı’nı Meclisi yönetirken keyfi davranma hakkı yoktur. Anayasanın 7. maddesi açıktır, milletvekilleri milletvekili sıfatını kazanırlar ve yasama yetkileri vardır. Bu yetkilerin kullanılmasını ne özel yetkili mahkemelerin engellemesi söz konusudur ne de Meclis Başkanı’nın engellenmesi söz konusudur. Bu milletvekillerinin tutuklu kalmasının nedeni Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bitmek tükenmek bilmeyen kininin susmasının beklenmesi olmasıdır."
KURULTAY SORULARINA YANIT VERMEDİ
Hafta sonu yapılacak tüzük kurultayına ilişkin sorulara ise Öztürk, "Ben bunu daha çok önemsiyorum. Bu ülkede milletvekillerinin tutuklu olduğu bir ülkede partinin kurultayı çok önemli değildir" diyerek yanıt vermedi.