Bugüne kadar Türkiye Kamu-Sen hak arama mücadelesinde hiçbir zaman ne vatandaşına ne de devletine zarar verecek bir eylem içerisinde asla olmamıştır. Polisi hedef olarak görmemişlerdir. Ama bu polis Türkiye Cumhuriyeti Devletinin polisi midir, AKP’nin mi polisidir. Bilememekteyiz.
Türkiye Kamu-Sen’in bu eylemi siyasi bir anlam taşımamaktadır. Sadece İnsanca yaşama hakkını elde edebilmek için mücadele eden, her yıl memuru enflasyona ezdirmedik edebiyatına rağmen, ekonomik durumundaki geriye gidişi bizzat yaşayan memurların, emeklilerin artık bıçak kemiğe dayandı diye haykırışı idi 23 mayıs eylemi.
Yıllardır ekonomimizin büyüdüğü iddialarına rağmen bırakın büyümeden pay almayı, enflasyon oranında bile zam verilmeyen memur, emekli böyle bir eylem yapmayacaktı da ne yapacaktı. 2011 yılı enflasyonu TEFE’ DE 10,5, TÜFE’ DE 13,33 iken Toplu Sözleşme Masasına 3+3 teklifi ile gelen yani bir önceki yıl enflasyonunun yarısını teklif eden zihniyete karşı böyle bir eylemden başka ne yapabilirdik ki.
23 Mayıs sabahı eylem çok güzel başladı. Memurlar KESK tren garında, KAMUSEN Büyükşehir Belediyesi Binası önünde toplandı. Hastane caddesine doğru yürüyüşe geçtik. Yol boyunca hiçbir dükkânı taşlamadık. Hiç bir bankaya, bankamatiğe saldırmadık. Yürüyüşü izleyen vatandaşlara sataşmadık. Buna rağmen Kuru çeşme civarına gelindiğinde polis panzer ve barikatları ile karşılaştık. Emniyet yetkililerine amacımızın Akdeniz AKP İlçe binası önünde basın açıklaması yapıp, yürüyüşü bitirmek olduğunu söyledik.
Ancak savaşa bile giderken, bu kadar tedbir almayan, hazırlıklı bir polisle karşı karşıya geldik. Türkiye Kamu-Sen üyelerine devletin memuruna biber gazını düşmana sıkar gibi, copları kindar bir şekilde vurmaya kalkan polis, AKP il binasına giden Memur sen’lilere nasıl davranmıştır acaba. İşte bunun cevabını yerel televizyonların haber bültenlerinde tüm herkes gördü. Evet, aynı yerden talimat alan polis Memursenlilerin AKP il binası önüne rahatça gelmesine müsaade ettiler. Hatta denilebilir ki bir çiçek vermedikleri kaldı. Şimdi soruyoruz Bu ayrımcılık emrini kimler verdi. Biran önce açıklanmasını yetkililerden bekliyoruz. Bizlere yapılan bu çifte standardı da şiddetle kınıyoruz. Polisin bu orantısız güç kullanımı sonunda 8–10 arkadaşımız yaralanmışlardır.
Esef verici bir olayda bu olay sonrasında Yetkili bir Emniyet görevlisinin megafonu alıp memurları suçlar bir şekilde 3 polisin yaralandığını defalarca söylemesidir. Bunun Literatürdeki tanımı tabiri caizse “TAHRİK ve PROVOKASYONDUR”. Başlangıçta ifade ettiğimiz gibi 23 Mayıs 2012 tarihine kadar bu sendikanın üyeleri polisle hiç çatışmamıştı. Şimdi bu olayda Kamu senin Akdeniz AKP İlçe binası önünde basın açıklaması yapmasını Barikat kurdurarak engelleme emrini veren Polis Yetkilisine ve hiç gereği olmadığı halde biber gazı sıkarak olayların kıvılcımını atan emniyet yetkililerine soruyoruz. Vicdanınız rahat mı?
Şundan herkes emin olsun ki bu gazlar, coplar Türkiye ve Kamu-Sen’i yıldırmaya da yıkmaya yetmez. Cenabı-ı HAK Güçlünün Değil, HAKLININ YANINDADIR. Bunu herkes iyi bilmeli. Buradan eyleme katılan, gönülden destek veren arkadaşlarımıza da bir kez daha çok teşekkür ediyorum.
Yaşadığımız olaylar “ HAK VERİLMEZ ALINIR” sözünün doğruluğunu bir kez daha ispatlamıştır.
Hükümet de şunu iyi bilsin ki istediklerimizi ya alacağız, ya alacağız.”
