“Eli kanlı katilleri ve onların ’arkadaşlarını’, ’arkadaşlarının arkadaşlarını’, destekçilerini, ’O dağlardaki gençler Kürt halkının evlatları, yakınlarımız, eşimiz, dostumuz, akrabamız, bizim çocuklarımızdır. Kimse bize onlara terörist muamelesi yapmayı dayatamaz’ diyerek kucaklayanları nefretle kınıyoruz, ve ilan ediyoruz; Türkiye bölücü teröre ve yandaşlarına teslim olmayacaktır. Er veya geç döktükleri kanda mutlaka boğulacaklardır.
Bu böyle devam edemez, etmemelidir. Artık Türk milleti ve onu temsil eden siyasi iktidar ve siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve milletimizin her ferdi bir karar arifesinde olmalıdır. Bu gidişin kabul edilemeyecek bir gidiş olduğu artık görülmelidir.

Bölücü terörün kökünü kazımak için yapılması gerekenler ertelenmemelidir. Artık üzüntü ifade ederek, yorum yaparak, temennide bulunarak sağduyu tavsiye ederek bu milletin zamanını çalmaya ve Türk çocuklarının katledilmesine seyirci kalmaya kimsenin hakkı yoktur. Herkes safını ve tavrını netleştirmelidir. Bölücü terörle topyekün bir mücadele başlatılmalıdır. Açılım zırvasıyla demokrasi ve özgürlük palavralarıyla PKK’nın canileşmesinin teşvik edilmesi, tahrik edilmesinin nelere mal olacağı artık iyi görülmelidir. Hükümet tarafından takip edilen politikaların bir sonucu olarak bugün daha çok kan akmakta ve terör örgütü saldırılarını daha cesaretle yapmaktadır.

Hükümetin bir an önce açılım politikalarından vazgeçildiğini ilan etmesi gerekmektedir.

Yaşlı, kadın, çocuk demeden, bayram günü araç dolusu patlayıcıyı uzaktan kumanda ile patlatan “bölücü terör örgütünün eli kanlı katillerini kucaklayanlar ve arkadaş bilenlerin artık milleti temsil etmek vasfı kalmamıştır.   

Türkiye bir hukuk devletidir, suçluların ve suçluları övenlerin hukukun korumasına hakları yoktur. Bu sebeple MHP olarak Anayasa’nın 83. maddesindeki yasama dokunulmazlığının özüne dokunmadan ’bölücülüğe destek verenlerin dokunulmazlığının’ kaldırılmasını teklif ediyoruz. Bu davete en kısa sürede cevap beklemekteyiz.

Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bölmeye çalışanlara destek verenlerin, onları kucaklayanların Türk milletini temsil etmeleri hakkı, hukuki olamaz, meşru olamaz. Hiçbir hukuk buna müsaade etmez.

Türk milleti, bu topraklarda yaşayan halkın, bu devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin adıdır, kimliğidir, hiç kimse, hiçbir farklılığı öne sürerek bu birliği parçalamayı talep edemez, ederse bunun adı bölücülük olur. Bu, dünyanın her ülkesinde ve tarihin her döneminde ve her hukuk sistemine göre suçtur. Suçun ve suçlunun cezalandırılması kamu düzeninin korunması açısından çok temel bir insan hakkıdır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, Osmanlı Devleti’ni parçalayan Birinci Meclise dönüştürülmesine asla müsaade etmeyeceğiz.

Herkes aklını başına almalı, Anayasa’dan, vicdandan, ahlaktan kaynaklanan sorumluluğunun gereğini yapmalı, ekmeğini yediği, suyunu içtiği bu vatana ihanet etmemelidir, ihanet edenler de cezasız kalmamalıdır.