CHP Mersin Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma aynen şöyle.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Sistemine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’nın 1’inci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. İnsanlarımızı nükleer ışınlara mahkûm etmeyen tüm milletvekillerini de saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, dün siz yoktunuz. Bundan bir önce kabul ettiğiniz tasarıda size teşekkür etmiştim, önerilerimizi dikkate almıştınız. Uzun zamandan beri de uğraşmıştık ve nihayet yönünüzü güneş enerjisine dönmüştünüz, döndünüz. Bunun için size tekrar teşekkür ediyorum. Konya Karapınar’da yapılan ya da yapılmaya başlanan güneş enerjisi üretim sistemi için sizi kutluyorum gerçekten. Ancak dün sizi nükleer sevdanızdan vazgeçmediğiniz için de kınamıştım, yine kınamaya devam ediyorum. Ayrıca, bu kadar güzel ve temiz bir enerji elde etmenin yolunu keşfetmişken İskenderun’dan Mersin’e kadarki olan o cennet havzada 15 tane termik santrale onay verdiğiniz için de sizi yine kınıyorum.
Sayın Bakanım, siz kalktınız, Konya Karapınar’da güneş enerjisini keşfettiniz ve 3.000 megavat -eğer yanlışsam düzeltin- bir enerji elde etmek için 6 milyar dolar para harcayacaksınız. Mersin Akkuyu’da, daha sonra Sinop’ta yapacağınız nükleer santrallerde de 4.500 megavat elde etmek için 25 milyar dolar para harcayacaksınız. Yani, Akkuyu Nükleer Santralinden elde edeceğiniz enerjinin tamamını Konya Karapınar’dan 9 milyar dolara elde edecekken 25 milyar dolara razı oldunuz. Demin “kul hakkı” dediniz, “yetim hakkı” dediniz, bunu da sizin takdirlerinize sunuyorum. O nedenle, sizin, mademki güneş enerjisini keşfettiniz, yenilenebilir enerjiyi keşfettiniz derhâl yönünüzü buraya dönmeniz lazım. Dün uzun uzun anlattım, o yüzden bunlara tekrar değinmeyeceğim.
Konumuz, tabii, doğal gaz, doğal gazı siz de söylediniz, doğal gazın önemli bir kısmını enerji elde etmek için kullanıyorsunuz. Bunun doğru olmadığını söylediniz, pahalı olduğunu söylediniz. Haklısınız, size katılıyorum. Bunun farkında olmanız da güzel bir şey. Elbette ki doğal gaz kullanılmayan, doğal gazın gitmediği illere de acilen doğal gazın götürülmesinin de doğru olduğunu düşünüyoruz biz de. Şimdi, bu kadar güzel ve temiz enerji elde etmek varken siz hâlâ fosil yakıtlardan yani gazlardan, doğal gazlardan enerji elde etmeye çalışıyorsunuz. Bakın, o gene bir derece, bunu bir yandan elde ederken dönüp İskenderun-Mersin arasında tam 15 tane termik santral yapmaya çalışıyoruz. Bu termik santrallerin yanına bir de nükleer santral koyuyorsunuz. Bütün bunların beton ihtiyacını karşılamak için de bir de üstüne üstlük oraya bir çimento fabrikası kuruyorsunuz. Oraya gelecek olan kömürün deniz yoluyla gelip termik santrale taşınması için de bir de liman yapıyorsunuz. Yani “Mersin’e ne kötülük yaparsınız?” diye size, Hükûmetinize sorsalar. Yemin ediyorum, Allah adına bundan daha büyük kötülük herhâlde yapamazdınız. Bilemiyorum oraları ne kadar gezdiniz, bilemiyorum oraları ne kadar gördünüz ve bizim için ne kadar önemli olduğunu, ne kadar idrak ettiniz bilmiyorum.
Bakın, Taşucu dünyanın en güzel limanlarından birisidir. Orada fok balıkları yaşar, fok balıklarının üreme alanıdır. Carettacarettalar yaşar, o kadar temizdir, o kadar güzeldir ki ve siz oraya bir kaçak liman inşa etmek üzere yola çıktınız, kaçak liman. Kaçak liman inşa ediyorsunuz, yani ruhsatsız demek istemiyorum ama uluslararası anlaşmalara, özellikle de Bern Sözleşmesi’ne aykırı olarak oraya siz bir liman inşasına başladınız. Bunu defalarca size soru önergeleriyle de sordum ama hiçbir şekilde harekete geçmediniz. Orası doğal yaşamı koruma alanlarıdır, dünyaca tanınmıştır ve Bern Sözleşmesi’yle de koruma altına alınmıştır ama siz oraya taş kömürü taşımak için, Taşucu Limanı’na, Yeşilovacık’a getirdiniz, böyle bir liman yaptınız. Bunu yapmaya hiçbir şekilde hakkınız yoktu Sayın Bakanım.
Şimdi, bakın, termik santrallerin olduğu yerleri şöyle bir hatırlayın, Yatağan’ı hatırlayın, Elbistan’ı hatırlayın ve oradaki, etraftaki arazileri bir gözden geçirin. Hiçbir şey yetişmiyor Sayın Bakanım oralarda, hiçbir şey. Bundan daha büyük bir kötülüğü bize asla yapamazdınız, bunu bize yaptınız. Bir hekim olarak söylüyorum, bu termik santrallerden buralarda yakacağınız kömürün kalitesini de biliyoruz, Türkiye’de daha önce kullandığınız kömürlerin aynısı olacak ve yakma teknolojiniz de kötü olacak. Bunu çok iyi biliyoruz çünkü bugüne kadar hep bunları yapageldiniz.
Şimdi, bakın, her zaman şu kürsüye çıkıp “CHP her şeye karşı, muhalefet her şeye karşı.” diyorsunuz. Hayır,, güneş enerjisi yaptınız, Allah razı olsun, elinize sağlık diyoruz ama o termik santralleri oraya yapmamalısınız. Onu yapacağınıza bir güneş enerjisi daha yapın, bir santral daha yapın, bir santral daha yapın, ondan sonra da yolumuzu bu şekilde bulalım. Şimdi, siz oraya liman yaparak oradaki bütün fokların ve carettaların yani doğal yaşamın yok olmasına neden olacaksınız ve o inşaat nedeniyle pek çok fok balığı öldü, otopsileri yapıldı; arzu ederseniz sizlere raporlarını verebilirim.
Oraya taşınacak olan kömürler nedeniyle daha önce yapılan termik santral alanlarını inceledim. Havaya uçuşacak olan kömürler oradaki bütün çocuklarımızı astım yapacak, daha sonra da kansere çevirecek. Bir çocuk hekimi olarak sizi uyarıyorum, bunlar çok büyük veballerdir. Daha önce de uyardım, uyardım ve ömrüm yettiğince de sizi bu şekilde uyarmaya devam edeceğim. O yüzden, gelin bu termik santral ve çimento fabrikası sevdasından ne olur vazgeçin, en azından bizim bölgemizde, buradan ah almayın.
Şimdi, gelelim, enerji üretiminde yine fosilleri kullanmaya devam edeceğiniz anlaşılıyor, pahalı bir şekilde kullanacağınız anlaşılıyor. Diğer taraftan da, bir yandan da HES’leri yaparak buradan da enerji elde ediyorsunuz. HES’lere karşı değiliz Sayın Bakan, yeter ki oradaki toprağın tuzlaşmasına neden olacak şekilde yapmayın, adımbaşı HES yapmayın, uygun olmayan yerlere HES yapmayın. Çok sonra ayıktınız ve belli bir megavatın altındaki, belli bir gücün altındaki santrallerde vazgeçtiniz HES yapmaktan. Ama bakın, size bir örnek vereceğim ve doğaya ne kadar kötülük yaptığınızı anlayın ve gözünüz o kadar kara ki hiçbir şeyi tanımıyorsunuz. Yer, Bingöl. Az önce Bingöl’ün Milletvekili Sayın Bakan da buradaydı, Cevdet Yılmaz, o da burada olur diye ümit ediyordum ama umarım bizi dinliyordur. Bingöl’de Murat Nehri üzerine 4 tane HES yapacaksınız, yapılıyor bunlar ve buradan bir demir yolu geçiyor. Elâzığ Palu’dan başlıyor, Genç, Bingöl ve Muş’a gidiyor, Palu-Genç-Muş hattında bir demir yolu var Sayın Bakan, bu demir yolu sizin HES baraj gölünün ortasında kalıyor. Yap-işlet-devretle yapıyorsunuz ve bu demir yolunun bir şekilde deplase edilmesi yani yerinin değiştirilmesi gerekiyor ve bu iş nedeniyle bizim ülkemizi tam 640 milyon yani 640 trilyon zarara uğrattığınızı bu kürsüden defalarca, defalarca haykırdık. Araştırma önergesi verdik, soru önergesi verdik; yetmedi, Devlet Demiryollarının bütün sorumluları hakkında Bingöl’e gidip bizzat suç duyurusunda bulunduk, bunu da engellediniz. Şimdi, bu suç duyurusunu soruyorum savcıya “Ankara’ya gönderdik.” diyor. Ankara’yı arıyoruz: “Şuraya gitti, buraya gitti...” Bir buçuk yıldır açtığımız davayla ilgili bir sonuç yok ama ne var biliyor musunuz Sayın Bakan: Koskoca Hükûmet olarak kalktınız, Bingöl İl Başkanımızı yok etmeye çalıştınız. Çünkü ben oraya Bingöl İl Başkanımızla beraber gittim, bu çalışmaları onunla beraber yaptım ve suç duyurusunu beraber yaptık. Bana diş geçiremediniz, gittiniz Cumhuriyet Halk Partisinin Bingöl İl Başkanının iş hayatını sona erdirdiniz. Önce cezalar yağdı. Hepsi belgeli Sayın Bakanım, hepsi elimde. Bunu ben Cevdet Yılmaz Bakanımla da konuştum. Her dakika, adımbaşı bu adamın yaptığı her işe ceza yazdınız. Tamamı yargıda bu cezaların, büyük bir çoğunluğu da iptal edilecek çünkü gerçekten haksız. Yetmedi, bu adamın işini yok ettiniz. Bizi yok etmekle bitiremezsiniz. Biz bu işe para için değil, Türkiye sevdası için çıkmışız. Orada bir yolsuzluk olduğunda, orada bir haksızlık olduğunda değil 1 il başkanını, 81 il başkanını yok etseniz yine de elinize bir şey geçmeyecek.
Ben buradan sizi uyarıyorum: Haksız, kanunsuz yere bir iş yapmayın. Sizin yolsuzluklarınızı ortaya çıkarıyoruz diye bizi bu şekilde tehdit etmeyin, bizi bu şekilde bitiremezsiniz. 1 gideriz, yemin ediyorum, bin değil, 10 bin, 100 bin, 100 milyon geliriz. O yüzden lütfen bunları düşünerek davranın ve bu hukuksuz uygulamalardan derhâl vazgeçin, Bingöl İl Başkanımızdan da lütfen özür dileyin.