Şarap, Anadolu kökenli bir içecektir.  M.Ö. 2000 yıllarında insanlar tarafından üretildiğini ve içildiğini biliyoruz.  Kutsal metinler, Hz. Nuh’un şarap içerek sarhoş olduğunu yazmışlardır.

Anadolu da, geç bronz çağında şarap imal edilmekte idi.  Özellikle Ege ve Akdeniz kıyılarının içeceği olmakla birlikle Hititler ve Urartular tarafından da üretildiği ve tüketildiği biliniyor.

Arkeolojik buluntular ve özellikle eski dönem gemi batıklarından elde edilen eserler, bu kıyıların çeşitli diyarlara şarap ihraç ettiğini belgelemektedir. 

Şarap, gerek halk edebiyatına ve gerekse divan edebiyatı eserlerine de konu yaratmıştır.  Ancak, dini baskılar nedeni ile şarap üretimi maalesef arzu edilen ivmeyi kazanamamıştır.  Üstelik şarap üretimi, gerek asma bitkisinin tarımı ve gerekse şarap üretimi dikkate alınınca istihdam yaratan bir iş kolu olmuştur.  Özellikle son yıllar da hükümetin getirdiği ağır vergiler ve bazı bürokratik zorluklar sonucu şarap ihracatı arzu edilen düzeye gelememiştir. 

Türkiye’nin şarap ihracatından elde ettiği yıllık gelir 7.4 milyon dolardır.  Hâlbuki şarap ihracatından Fransa 9 milyar dolar, İtalya 5.3, İspanya 2.5, Avustralya 2.3, ABD 1.1 ve Almanya 1 milyar dolar kazanç sağlamaktadır.  Ülkemizde şarapçılık sektörü eski hızı ile devam edebilse idi yıllık ihracatın günümüzde 30 milyar doları bulacağı tahmin edilmektedir.

Bugünün konusu şarabın ticari değerinden çok, sağlık konusundaki yararlarıdır.  Ki, bu konuyu da işinin ehli bir yabancı kurumdan alıntılamış bulunuyoruz.

Institut de Sciences de la Santé (Sağlık Bilimleri Enstitüsü), LES BREULEUX, İSVİÇRE
(Raporlarının Türkçesi) :

ŞARAP  kanserli hücreleri öldürmek için  mucize bir üründür.
Ona pek çok erdem atfedilir ama en ilginci kistler ve tümörler üzerindeki etkisidir.
Kolon, göğüs, prostat, akciğer ve pankreas gibi 12 tür kanserin habis hücrelerini yok etmektedir.
Şarabın bileşikleri kanserli hücrelerin büyümelerini yavaşlatarak kemoterapi de kullanılan Adriamicin'den 100 defa daha etkilidir.
Geniş spektrumlu bir anti mikrobik etkendir, özellikle bakteri enfeksiyonlarına ve mantarlara karşı.
Aynı zamanda içimizdeki parazitlere ve solucanlara da etkilidir, yüksek tansiyonu da düzenler.
Sinirsel problemlerle savaşan bir anti- depresan’dır..

*****
 Aşağıdaki bilgiler de yazılı kaynaklardan;

En az 5-6.000 yıldır içilen şarap ilk bulunan, her derde deva bir ilaçtır.
Her hastalık için içilirken ve de özellikle bazen fazla alınınca keyif verdiği de görülmüştür. Ve en zor hastalık olan psikolojik rahatsızlıklar için de en iyi ilaç olmuştur. Yan etkisi de halen görülmemiştir.
Sıcağın, soğuğun, güneşin, ilacın, uykunun, sevginin aşırısının zararlı olması gibi şarabın fazlası da kuşkusuz zararlıdır.

Şarabın ana yurdu Anadolu ve Trakya'dır ki;  Müslümanlığın orta çağının başladığı 13. yüzyıla kadar da kalitelileriyle, çokluğu ile ünlüydü. Yine de Anadolu'da 2.000 yılına kadar yaşamayı başardı ta 21. yüzyılın şu günlerine kadar!

Bakalım ne zaman sıfırlanacak?

*****
AK-ŞAKA, her yılın Aralık ayının ikincisi cumartesi gününün ‘Dünya Rakı Günü’ olduğunu bilmekte ve dostları ile bu günü kutlamakta asla ihmal göstermemektedir.    Ancak, damak tadında şarabında özel bir hazzı olduğunu her dem anımsamaktadır.

Aynen, merhum Cem Karaca’nın ‘Namus Belası’ adlı şarkısındaki dörtlükte olduğu gibi şaraba buradan da selamlarını göndermekle kendisini mükellef saymaktadır;

“Hep bir hallı Turhallıyız /  Biz bize benzeriz /  Yüzbin kere tövbe eder / Gene şarap içeriz!”

                                                                                                           Erdal Akalın (03.12.2014)