Türk Ulusu, özgürlük ve bağımsızlığı için her türlü engeli aşacağını, birlik içinde yurdun her karış toprağını canı pahasına savunacağını “Çanakkale geçilmez” dedirterek bu savaşta bir kez daha kanıtlamıştır.
Çanakkale’de, ulus olma bilincinin tohumları atılmış, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması ve demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna zemin hazırlanmıştır.
Azmi, kararlılığı, ileri görüşlülüğü, üstün askeri dehası ile tarihin akışına yön verecek ve Türk Ulusunun yazgısını değiştirecek Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkale savaşlarında tarih sahnesine çıkmıştır. Çanakkale zaferinden de güç alan ulusumuz, Kurtuluş Savaşı’nda O’nun etrafında bütünleşerek ülkemizi parçalamak ve ulusumuzu esaret altına almak isteyen emperyalist devletlere karşı dünyada ilk bağımsızlık mücadelesini vererek büyük bir zafere imza atmıştır. Emperyalizmin ilk yenilebileceğini gösteren bu zafer tüm mazlum uluslara da örnek olmuştur.
Ancak son zamanlarda bu zaferin önemi göz ardı edilmekte, Mustafa Kemal’siz bir Çanakkale yaratılmak ve ulus bilincini aşılayan bu kahramanlık destanı önemsizleştirilmek istenmektedir. MEB’in müfredat taslağında, Kut’ül-Amare’nin “zafer” olarak Çanakkale’nin ise bir “cephe” olarak ifade edilmesi bunun göstergesidir.