Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 4 No’lu Hayvansal Ürünler ve Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Sektör Toplantısı düzenlendi. Toplantıya MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Meclis Başkanı Hamit İzol, Mersin İl Tarım ve Orman Müdürü Arif Abalı sektörel oda ve birlik başkanları ile sektör temsilcileri katıldı. Kırmızı etten beyaz ete, balıkçılıktan yumurtaya, sütten yeme kadar sektörü ilgilendiren tüm konuların ele alındığı toplantıda konuların çözümü için Tarım ve Orman Müdürlüğü yanında büyükşehir belediyesi yetkililerinin de bulunduğu daha dar kapsamlı alt sektör toplantıları düzenlenmesi gerekliliği ele alındı. Toplantının açılışında konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, tarım ve hayvancılığın gıda ihtiyacının karşılanması adına önemine dikkat çekti. Sektörde halen tam bir istikrar sağlanamamış olmasının sıkıntılarının yaşandığına değinen Kızıltan, “Bugün toplantıda hayvancılığın geri kalmasının nedenlerini ele alıp çözümler için ortak fikirler üreteceğiz. Umuyorum sektör çalışmaları adına iyi bir başlangıç olur” ifadelerini kullandı.
Sorunlar masaya yatırıldı
Toplantıda tek tek sektör temsilcilerinin sorunlarını dinleyen İl Müdürü Arif Abalı, sorunlar karşısında il müdürlüğünün hangi çalışmaları yürüttüğünü aktardı. Bugüne kadar 52 bin hektar tarım ve hayvancılık OSB alanını 100 binlik plana işlediklerini kaydeden Abalı, “Bunlar istenirse 5 binlik planda hızla yapılabilir” dedi. Bazı sıkıntıları ise bakanlıkla paylaşmak adına not alan Abalı, bu toplantıların sonuç vermesi adına daha dar kapsamlı ve Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin de katılımıyla devam ettirilmesinin önemine değindi.
Sektöre verilen desteklerin, ithal etin artık sorunlara çözüm olmadığını, kaybedilen kanın süresini uzatmanın ötesine geçilemediğini kaydeden katılımcılar ise Mersin’de bugün 98 bin büyükbaş hayvan ile 1 milyon 420 bin civarında küçükbaş hayvan kaldığını belirterek her geçen gün bu sayının azaldığına değindi. Sektör temsilcileri çözüm için taleplerini şöyle sıraladı:
“Eğer bir ülkede tarım ve hayvancılıkta sürdürülebilirlik sağlanmıyorsa gıda yoksunluğu çekmeye mahkum oluruz. Bunun için öncelikle ülke hayvancılığı arileştirilmeli, hastalıklarla mücadele edilmeli. Hayvancılıkla uğraşan küçük aile şirketleri yeniden canlandırılmalı. Dişi hayvanların tamamı sigortalanmalı ve zorunlu haller dışında dişi hayvan kesiminin önüne geçilmeli. Mera ve ekim alanları düzenlenmeli. Hayvanlar için otlama bölgeleri kurulmalı. Köy-Kent Projesi ile köye yerleşen vatandaşların rahatsızlık duyup hayvan yetiştiren komşusunu şikayet etmesi sonrasında hayvancılıkla uğraşan kişilerin çalışmasının sekteye uğratılması önlenmeli. Bu bağlamda köylere yapılacak inşaatlarda bölgenin pozisyonu dikkate alınmalı. Mezbaha sayıları artırılmalı. Birlikler aracılığıyla TMO’nun dağıttığı arpalar yalnızca un üreticisine değil yem üreticisine de verilmeli. Türkiye’de yem üretiminin artması için mısır üretiminde uygulanan üretim politikası soya fasulyesinde de uygulanmalı. Bu sayede dövize endeksli yem üretiminin önüne geçilmeli. Tarımsal üretimin artması için su kaynakları korunmalı. Tarımsal üretimde en önemli girdi maliyetlerinden enerji maliyetinin düşürülmesi için mazotta ÖTV’siz satışın tarım makinelerinde de uygulanması önemli. Güneş Enerji Sistemleri (GES) kurulumlarındaki bekleme süreleri kısaltılmalı. Mersin’de bir balık hali kurulmalı. Orkinos gibi kotalı ürünler ya da balık av sezonları yeniden düzenlenmeli. Mersin, etlik piliç üretiminde üçüncü sıradan beşinci - altıncı sıralara geriledi. Kentte bir tane tavuk kesimhanesi ve entegre firma kalmadı. Sürdürülebilir üretim için bu tesislerin kurulumu yeniden teşvik edilmeli.”