Ahmet AKIN...Yazdı
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin dolgu alanına yaptığı “Aqualand Park Projesi”nin yargı engeline takılması moralleri bozdu. Dileriz en kısa sürede sorun çözülür. Peki, ne oldu da mahkeme kararıyla proje iptal edildi. Öncelikle mahkemenin verdiği kararın hukuki ancak, çok ağır bir karar olduğunu söyleyebilirim. Kararda aynen şöyle denilmektedir: “Bulunduğu alan itibariyle bu alan üzerindeki yapıların niteliği, büyüklüğü, yoğunluğu ve yüksekliği dikkate alınarak bir bütün olarak değerlendirildiğinde, dava konusu Aqualand Park yapımına ilişkin projenin, kıyı mevzuatı hükümleri ile şehircilik ilkeleri ve kamu yararına aykırı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.”
Karardan da anlaşılacağı üzere, yapılaşma yoğunluğu ve yükseklik nedenleri esas alınarak işlem iptal edilmiştir. Fazladan yapılan havuzlar ve 5.50 metreden yüksek su kaydıraklarının olduğu doğrudur. Bu fazlalıklar bir şekilde kaldırılarak tesisin faaliyete geçmesine izin verilmesi en doğru yaklaşım olacaktır. Otuz-otuz beş milyona mal edildiği söylenen projenin atıl durumda bekletilmesi kentimiz için kayıptır. Ben de projenin yer seçimi ve yüksek maliyetine karşı olan birisiyim. Özellikle, bir özel bankadan kredi kullanılarak projenin yapılması akıllara ziyan bir davranıştır.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı bu hataları sıkça yapmaktadır. Vilayet binasının karşısına yapılan Kongre Merkezi’nin de yasalara aykırı bir şekilde yapıldığı Mersin Valiliği’nin yazışmalarında mevcuttur.
Her zaman şeffaflıktan bahseden Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı’nı küçük bir sınava tabi tutmanın yararlı olacağını düşünüyorum. Sorularımıza vereceği yanıtlara göre kendisine not vereceğiz:
Soru1) Belediye hizmetlerinin kentin her yerinde, aynı standartta ve kesintisiz olarak sağlanmasını ve kent halkının tamamının bu hizmetlerden yararlanma hakkına sahip olduğunu kabul ediyor musunuz?
Soru2) Mersin “Aqualand Park Projesi”nin yüklenici firma ve taşeronu kimlerdir ve toplam maliyet tutarı ne kadardır? Görevde bulunduğunuz süre içinde, büyük yatırımlar sürekli olarak aynı bir-iki müteahhide yaptırılmaktadır. Memlekette başka müteahhit kalmamış mıdır? Ya da bu müteahhitler Büyükşehir’in kadrolu (!) çalışanları mıdır? “Ne yapalım yani. İhaleye girip kazanıyorlar” demek, çok UCUZ bir yanıt olacaktır.
Soru3) Altyapı yaptım, su getirdim, otobüs aldım, yol yaptım, park düzenledim diyerek, temel belediyecilik hizmetleri ile övünerek, halkın parasıyla halka caka satmanın yanlış olduğunu düşünüyor musunuz?
Soru4) “Özcan Kardeşler”in Türkiye’nin beş ayrı yerinde HES (Hidro Elektrik Santralı) yatırımı var mıdır? Varsa, değirmenin suyu nereden gelmektedir?
Soru5) Bürokratik işlemleri ve toplantıları bahane ederek halkın içine karışmaya ve halka dönük çalışmaya zaman bulamadığını söyleyebilen bir belediye başkanı, yeniden göreve talip olmalı mıdır?
Soru6) Yatırım tercihlerinizin ve yönetim anlayışınızın sosyal demokrasinin evrensel ilkeleri ile uyumlu olduğunu düşünüyor musunuz?
Soru7) Mersin dışında bulunduğunuz günler, Mersin’de bulunduğunuz günlerden daha fazla. Son dönemde gerçekleştirdiğiniz Şili, Rusya, Kuzey Kıbrıs ve İspanya seyahatlerinden ne gibi bilgi ve projelerle döndünüz?
Soru8) Altmış beş yaş üstü emeklilerin daha önce olduğu gibi Belediye Otobüslerinden ücretsiz yararlanmaları uygulamasını başlatacak mısınız?
Sorularımız şimdilik bu kadar. Bundan sonraki yazılarımızda sorulara devam edeceğiz.
Biraz da gülelim:
Bir gün Temel ile Mestan Ağa çarşıda dolaşıyormuş. Mestan Ağa hamsinin kilosunu 75 kuruşa almış. Sonra ikisi beraber Mestan Ağa’nın evine gitmişler. Mestan Ağa balıkları ayıklıyormuş ama kafasını ayrı bir yere koyuyormuş.
-Temel, nie böle kafasını ayırıyon? deyince, Mestan Ağa da; orası zekayı açıyo o benim demiş.
Temel bana da verir misin demiş. Mestan Ağa’nın bi kafa 25 kuruş teklifini Temel kabul etmiş. Temel ilk hamsiyi yemiş tık yok. İkinciyi yemiş yine tık yok. Tam üçüncüyü yerken birden şöle seslenmiş;
Ula Mestan bunun kilosu 75 kuruş deilmiydi deyince, Mestan Ağa da bak kafan çalışmaya başladı diye yanıt vermiş.