GENE 8 MART GENE DÜNYA KADINLAR GÜNÜ?..

(DİŞİ DEMOKRASİ)

Av. Ayla GÜNDOĞDU

avaylaanilan@hotmail.com

Ne anlama geldiği, neyi amaçladığı, sadece çerçeveli sözlerle ifade edilen ama yaşama geçmesine ilişkin bir adım dahi atılmayan, atılamayan, Belki de erkeklerin işine geldiği,  Kadınların da daha kolayına geldiğini zannettikleri için, sadece kutlama ve ezberlerde kalmasıyla yetinilmiş bir gün Adeta; DÜNYA KADINLAR GÜNÜ…

Her defasında sanki sözleşilmiş gibi, Dünya kadınlar gününe ilişkin yazmak veya konuşmak durumunda kalanlar, aynı cümlelerle tekerleme örneği, o ünlü öyküyü  (Clara Zetkin) sadece yazmış olmak konuşmuş olmak için yazar anlamına ve hayata geçirmek istediği şeylere sırtını dönerek sırasını savarlar.

Diye altını çize çize yazmıştık geçen yıl yazdığım yayınlanan yazımda…

Bu yıl bakıyorum, aslında bir umutla bakıyorum, Değişen bir şey var mı diye, İnanmayacaksınız değişen o kadar çok şey var ki…

Olumlu, ileriye ve iyileşmeye dönük değişimler diyeceğimi Bekliyorsunuz değimli , daha çook beklersiniz..

Evet değişen bir şeyler var sahiden…
Örneğin son Dem’lerde; Devlet adamlarımız ve çok sayın eşleri, pek önemser olmuş görünürler bizi.

Günün “anlam ve önemine uygun”  kutlama demeçleri yayınlanır.

Belediyeler şapşal şabalak konserler düzenlerler, göbekler atılır şen şakrak.
Yahu insaf neyi kutlarsınız..!

Kadına şiddetimi, her daim ikinci sınıf yurttaş sayılmasını mı?, ve giderek mal gibi alınıp satılmasını mı? İnsaf…

Kadınlar öldürülür bir yandan, Töre cinayetidir, namus meselesidir denir,

neredeyse Meşrulaştırılır.

Kafası bozulan sevgili, boşanmış eş, kıtır kıtır doğrar kadınları çünkü karşısındaki insan değil sadece hayatı kendilerine bağlı cariyeleridir, (mal misali), Yinede kadın suçludur kim bilir ne yapmışta öfkelendirmiştir erkeği...(!)

Memeleri tomurcuğa durmamış kızlar, dedelere peşkeş çekilir, alınır satılırlar, önceleri kısman gizli yapılırdı şimdi uluorta üstelik överek, öğünerek.

Bahçedeki ağaçtan ya da bir tavandan sarkan ipin ucunda,  ince güzel boyunları sallanır kızlarımın.

Ardı arkası aranır mı dersiniz Kocaman bir HAYIIR…

Almanya’da bir baba, türban takmıyor diye, öldürür kızını.

Bu  ve benzeri olaylar, basından duyulabilenlerdir…

Ama cevap daha da vahimdir “O da Türban taksaydı canımdır…”

Bir kentin, ileri gelen dindar ve muhafazakâr adamları, namazlarını eda edip (!), (Hangi dinde vardır böyle ikiyüzlülük) 15 yaşındaki N.Ç’ye  kıza sıra sıra tecavüze dururlar.

Yürekli basında adları, internette;  işleri, bürokrasideki mevkileri, kayıtlı oldukları partiler çarşaf çarşaf yayınlanır, ses çıkmaz. Ama bir gerekçe vardır elbet 15 yaşındaki Sübyan tahrik etmiştir ve suçlu olan da o Sabi, Sübyandır…

Zihinsel engelli kadın tecavüze uğrar, bağıramaması nerdeyse suç sayılacaktır.

Yargıçlarımız,  tecavüzcülerin suçlarını hafifletir.

Ölümle tehdit edilen iki çocuklu kadının, rızasıyla”  tecavüze uğradığını kabul eder, suçlular tahliye olur.

Rızayla Tecavüze nasıl uğranır, sanırım Bir tek Benim sahipsiz Zavallılaştırılmış Ülkemde vardır…

Kent ayağa kalkmaz,  ülke ayağa kalkmaz.

Dut yemiş bülbüle dönerek “Anamızı belleyen kadı elden ne gelir ki”  Aymazlığının arkasına saklanır tüm toplum.

Nasıl Baya değişmiş değimli?

Dünden bu güne, nasılda vermiş semeresini (!) attığımız nutuklar,

oturduğumuz yerden kestiğimiz ahkâmlar,

Şak şaklar, bilindik Clara Zetkin öyküsünü okuyup, “sıramızı savdık haydin kutlamalara” mantığı…

Yaşasın derin ve dingin, kapkara killi çamura bulanmış uykumuz(!)...

Yaşasın umut veren ileri demokrasimiz(!)...

Yaşasın, dindarlaşmaya, muhafazakârlaşmaya doymayan, doymadıkça susan, boyun eğen, değerlerini hızla yitiren toplumumuz !..

Bu yazı, bütün varlıkları ve içtenlikleriyle, kadına yönelik ayrımcılığa, şiddete, cinayetlere son vermek için uğraşıp didinen, yürekli, yiğit  kadınları  kapsam dışı bırakmaktadır.

Onlar, bütün bu adaletsiz ayırımcı toplumsal travmalara karşı savaştıkça, biber gazıyla dolar akciğerleri...

Vücutlarında cop yaraları Bonus...

Kadına yönelik şiddetin evrensel olduğu, sadece  kültürel ve ideolojik bir sorun olmadığı, 

kültürel ve ideolojik sorun olsaydı dünyanın her bir tarafından kadınları birleştiren ortak bir sorun haline gelmeyeceği,

kadınların var olan sistemin neden  sadece mağdurları olmaları gerektiğini,

aslında başka bir cinsiyetçi olmayan yeni bir toplumun kurucu özneleri, öncüleri olmak gibi iddiaları neden olmasın Kadınlarımızın...

Sevgili Kadınlar Dünya Bizim ellerimizde Şekillenir, Dünyayı her doğumda biz yeniden kurarız,

Gücümüzün farkında değiliz

neden değiliz?

Lütfen Düşünün, düşünün sadece Düşünün…

Ve neden diye sorun kendinize neden hep Erkek cinsini bir yerlere taşımak için takılırız peşlerine

Siyasette ve sosyal yaşamda,

Ne yaptılar Binlerce yıldır aptalca sömürüden başka…

Kadınlar birde siz deneyin Dünyayı yönetmeyi…

Tek sorunumuz Nazım Hikmetin dediği gibi Bir türlü kararmıyor “Sol memenin altında ki cevahir…”
Çok daha büyük tehlikelere maruz bırakılan kadınlarımıza,

kadın sorunları için koşturan örgüt ve bireylere,  

2013’ün 8 Martında,  Benden de küçücük bir

Ne diyeyim ?  Selam olsun (!)