HABER ARŞİVİ    |    GÜNCEL    |    ÖZEL HABER    |    SİYASET    |    KÜLTÜR SANAT    |    EKONOMİ    |    FOTOHABER    |    SPOR
 
 
Gülnar’da Akkuyu Nükleer Santralinin Çevremize Ve Sağlığımıza Etkileri Konulu Panel düzenlendi


30 Ekim 2013 Çarşamba 12:30

Mersin Nükleer karşıtı Platform tarafından Gülnar Belediyesi Düğün Salonunda “Akkuyu Nükleer Santralinin Sağlığımıza ve Çevremize olumsuz Etkileri” konulu bir panel düzenlendi. Avukat Semra Kabasakalın yönettiği panele Prof.Dr.Hayrettin Kılıç,Mersin Tabip Odası adına Dr.Ful Uğurhan ve Mersin Nükleer Karşıtı Platform Sözcüsü Sabahat Aslan katıldı.

 

Panelde Prof.Dr.Hayrettin Kılıç konuşmasında

Tarih boyunca nükleer santrallerin en önemli kullanım nedenlerinin nükleer silah hammaddesi olan plütonyum elde etmek olduğunu ve Dünyada  nükleer santrallerden elektrik üretmek bahanesiyle plütonyum üretmek amacıyla nükleer santrallerin çok sayıda kurulduğunu,Ayrıca Nükleer santrallerden çıkan atıkların bertarafının mümkün olmadığının ve güvenli izole edilemediğinin altını çizdi.

Bu yörede halkın iş vaadiyle kandırıldığını,Akkuyu nükleer santralinde inşaat aşamasında belki bu yöreden belli bir sürede birkaç işçinin alınabileceğini asıl çalışacak işçilerin düşük ücretle çalıştırılacakları için yurtdışından örneğin Çin ve Hindistandan getirileceğini bunun için de hazırlanan çed raporunda 4.000 kişilik bir yaşam merkezinin kurulacağını,Rusların diğer ülkelerde yapmış oldukları nükleer santrallerin inşaatında çalıştırılmak üzere genelde ya kendi ülkelerinden veya ayda 100 dolara çalışan Çinden işçi getirdiklerini,Ayrıca Akkuyu NGS nin,özellikle Mersin ve Adana İşadamlarına iş vaadi verdiklerinin kandırmaca olduğunu,Rosatom Şirketinin inşaa ettiği diğer ülkelerin nükleer santraller inşaatlarında sadece kendi alt şirketlerine iş verdiğini ifade etti.

Akkuyu Nükleer santralinde kullanılacak soğutma suyunun Akdenizde ki canlılara ve balıkçılığa çok zarar vereceğini,günlük kullanılacak 40 milyon soğutma suyunda yaklaşık 40 milyon balık larvasının haşlanacağını ve bundan dolayı da Akdenizde balıkçılığın birkaç yıl içinde tükeneceğini ve santralde yosunlaşmayı engellemek için kullanılacak Klorun buharlaşması sonucunda atmosferde oluşturacağı bileşimin insanlarda narkoz etkisi yapacağını anlattı.

Rusların hem kendi ülkelerinde hem diğer ülkelerde yaptıkları çoğu nükleer santrallerinin çed raporunun olmadığını ve çed raporu olanlarının da Uluslararası atom Enerjisi kurumu ve AB standartlarına uymadığını,Rusların hem kendi ülkelerinde hem de diğer ülkelerde inşaa ettiği nükleer santrallerde eski ve eksik malzeme kullandığını bu yüzden de Rosatom şirketinin bazı yetkililerinin sabıkalarının olduğunu ve Rosatomun İran da inşaa ettiği Nükleer santralinin eksik ve eski malzeme kullanımı yüzünden işletmeye alındığı sırada devir daim su pompalarının iflas ettiğini söyledi.

Prof.Dr.Hayrettin Kılıç;Japonyada meydana gelen Fukuşima nükleer santrali kazasınının Çernobil kazasının 3-4 misli büyük olduğunu, kazanın sonucunda da şu anda Japonyada okyanusa hergün 500-800 ton arasında radyoaktif suyun  döküldüğünü ve tüm teknik imkanlara rağmen hem atmosfere yayılan ve hemde okyanusa gönderilen radyasyonun engellenemediğini,bu felaketin karşısında Japonya hükümetinin aciz kaldığını,bu nedenle Japonya hükümeti ülkesindeki 54 Nükleer santralini kapattığını bu durumdan da  Japonya da enerji ve ekonomik krizin yaşanmadığını,Japonyanın enerjisini çok tasarruflu kullandığını ifade etti.

 

Dr.Ful Uğurhan;

 Almanya’da Elbe Nehri civarında bulunan nükleer santralde herhangi bir kaza olmadığı halde, 1990-2005 yılları arasında santrale 5 km mesafede yaşayan çocuklarda lösemi insidansının tüm Almanya’daki insidanstan yüksek olduğunun belirlenmiş olduğunu  (Hoffman ve diğerleri, 2007, 947-52). Ve

Almanya’da 16 nükleer santral yakınında bulunan bölgede yaşayan 5 yaş altındaki çocuklarda kanser sıklığının diğer bölgelere göre daha sık olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılan çalışmada; 5. yaşından önce kanser (veya lösemi) gelişme riski ve tanı sırasında yaşadıkları ev ile nükleer santral arasındaki mesafe arasında ilişkinin bulunduğunu, 5 km. alanda yaşayan çocuklarda kanser oranında % 60, lösemide % 117 artış belirlendiğini, Çalışmanın sonucunda, nükleer santral civarında görülen kanser vakalarındaki artışın nedeninin sadece rastlantısal olamayacağının  belirtiltildiğini,söyledi. (IPPNW Europe, 2008).

Mersin Nükleer Karşıtı Platform Sözcüsü Sabahat Aslan;

Akkuyu NGS tarafından hazırlanan Çed raporunda Gülnar,Silifke ve Aydıncığın Nükleer santral çalıştığı sürece yayılacak radyasyonun en fazla etkileneceği etki alanında gösterildiğini ifade ederek,Akkuyu nükleer santralinin çalıştığı sürece yayacağı radyasyon ve ağır metallerin ayrıca nükleer santralden çıkacak nükleer atıklardan yayılacak radyasyonun bu bölgede çok ciddi radyasyon kirliliğine neden olarak,radyasyonla kirlenen topraklarda tarım ve hayvancılığın yapılamayacağını dolayısıyla bu bölgede tarım ve hayvancılıkla geçinen insanların işsiz kalacaklarını ve ayrıca bu bölgede radyasyonun sebze ve meyvelere de bulaşarak,radyasyonlu sebze ve meyvelerin herkesin tüketeceğini ve besin zinciri ile vücudumuza giren radyasyondan kaynaklı başta kanser olmak üzere birçok hastalığa neden olacağını doktorların ifade ettiğini söyledi.

Akkuyu Nükleer santralinin bir Çernobil ve Bir Fukuşima felaketine aday olduğunu,santralde uygulanması planlanan VVER 1200 reaktör modelinin Dünyada henüz test edilmediğini,denenmemiş bir teknolojinin deprem kuşağında olan Akkuyuda çok büyük bir risk olacağını ve Ülkemizde son zamanlarda enerji ihtiyacı kandırmacası adı altında kurulmak istenen nükleer santrallerin,termik santrallerin kurulum amacının Avrupa Birliği Ülkelerine temiz enerji vermenin olduğunun,ayrıca Akkuyu nükleer santral projesi ile Akkuyunun bir nükleer atık deposu haline geleceğinin altını çizdi.

Sabahat Aslan ayrıca bu bölgede Akkuyu Nükleer Santrale hizmet etmek üzere Yeşiovacık ve Akderede 3 adet termik santralin,2 adet Çimento fabrikasının planlandığını ve nükleer santralin yayacağı radyasyon ve ağır metallerin yanında çimento ve termik santrallerin yayacağı zehirli gazlar ve tozlar bölgeyi yaşanmaz hale getireceğini ifade etti.Bu nedenle herkesin toprağına,suyuna ve yaşamına sahip çıkmak için yapılan mücadeleye etkin katılımını istedi.

Panelin sonunda konuşan Semra Kabasakalı,Akkuyu Nükleer Santralini yaptırmamak için hukuken de birçok dava açılacağını söyledi.





 
  HABER ARA
 
 
  
  FLAŞ HABER
  EN ÇOK OKUNAN
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
  SOSYAL MEDYA

 




 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GÜNCEL HABERLER SİYASET HABERLERİ SPOR HABERLERİ GİZLİLİK İLKELERİ

 

fotohaber.net | İnternet Gazetesi | Resmi Web Sitesi | Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
fotohaber.net © Copyright 2005-2025 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA