Kimin ne olacağı belli olmuyor dostlar.
Olacağın zamanı da meçhul.
Sabah, akşam fark etmiyor o anlar da.
Başa gelecek geliyor;
Başa gelende çekiliyor.
Cuma günü sağlık sorunlarım nedeniyle gittiğim hastaneden bırakmadılar, dört gün misafir ettiler.
Şahsım derdime düşmüşken acı haber geldi hasta yatağımda.
Ziya Abi (Keskinışık) göçüp gitmişti bu dünyadan.
Yorulmuştu zaten son yıllarında.
Ebedi istirahatgahına çekti gitti.
Her konuşmamızda bana söylediği (kardeşim) hitabını unutmam mümkün değil.
Zarafetin, beyefendiliğin, dik duruşun ve mütevaziliğin tüm değerlerini üzerinde toplamış örnek bir insan olarak belleğimizde yaşayacak.
Ruhu şad, mekanı cennet olsun.
Ailesine sabır ve başsağlığı diliyorum.
Şahsıma gelirsek;
Hastanedeki zorunlu misafirliğim şimdilik sona erdi.
Daha farklı bir yaşam biçimine yatay geçiş yapacağımı müjdeledi doktorum Sayın Emel Şenol hanımefendi.
Diyabet olmuşuz.
Aylardır yarı koma hallerinde geziyormuşuz da haberimiz olmamış.
İçi boş bidon gibi gezme hallerimin sebebini anlamış oldum böylece.
Kurallarla yaşayacağımı bir güzel anlattı.
Sıkı sıkıya da tembihledi;
“Ciddiye al!..”
Şahsım olarak işin ciddiyetini anladım.
Geriye kaldı özümün uygulamadaki becerisi.
İlaçlarımızı aldık.
Poşetimizi kolumuza taktık.
Yeni yaşam biçimimize merhaba dedik.
Bu nedenle değerli doktorumuz Sayın Emel Şenol Hanımefendiye de buradan teşekkür ediyorum.
Herşey daha iyi olacak diye de umut ediyorum.
Yeniden merhaba dostlar!..
**
Sevdiğim Laflar:
“PABUÇ PAHALI!...”