New York Times’ın 12 Mart tarihli sayısındaki başyazısında Türkiye’deki son gelişmelere değinildi. “Demokrasiyi İşletecek Yol Yok” başlıklı yazı gazetenin çeşitli olaylara ilişkin düşünce ve yorumlara yer verilen görüş sayfalarında yer aldı. Başyazıda, Başbakan Erdoğan ve partisinin iktidara geldikleri 2003’ten bu yana Türk toplumunu daha iyiye doğru değiştirdikleri belirtilerek, “Onlar İslam kökenli bir partinin, dini özgürlükleri genişleterek demokrasiyi pekiştirebileceğini gösterdiler. Ve onlar politize olmuş ordu üzerinde yeniden sivil kontrolün otoritesini kurdular. Onlar şimdi, bu spiralleşen komplo soruşturmalarını daha güçlü bir hukuki temele oturtmalı, yoksa bu başarıları ve ülkelerinin demokrasisi riske girer” denildi. NYT’nin başyazısı şöyle:
“Türkiye uzun süreden bu yana Müslüman dünya için yüreklendirici bir demokrasi modeli sağlamıştı. Şimdi bölgede birçok insanın özgürlük talebiyle birlikte, Türkiye hükümeti değerlerine ve vatandaşlarına ihanet ediyor, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve yönetimiyle ilgili eleştiri haberlerini susturmak için gazetecilere baskı yapıyor.
ıGeçen hafta, önde gelen bir araştırmacı gazeteci olan Nedim Şener tutuklanıyordu. Daha önce, yönetimin kendisine de takıldığı bir Türk –Ermeni gazeteci Hrant Dink’in 2007 yılında öldürülmesini eşeleyerek yetkilileri kızdırmıştı. Daha yakın bir tarihte, Sayın Şener, Erdoğan hükümetini devirmek üzere olduğu iddia edilen bir terörist komplonun ele alış tarzını sorgulamıştı.
O komplonun bir parçası olduğu biçimindeki şaşırtıcı iddia üzerine içeride tutuluyor. Avukatlarının aleyhinde herhangi bir kanıtı görmelerine izin verilmiyor. İnsan hakları savunucuları tutukluluğunun yıllar boyu sürmesinden korkuyorlar. Aynı suçlamalar bir diğer önemli gazeteci Ahmet Şık’a da yöneltildi.
Bu tutuklamalar görünüşte Erdoğan hükümetinin kontrolü dışında bulunan komplo soruşturmalarının son yan etkileri. Askeri bir darbe iddiasına yönelik paralel bir soruşturma her 10 yüksek rütbeli subaydan 1’inin tutuklanmasıyla sonuçlandı.
Bu soruşturmalardan hiçbiri gerçek komplolara ilişkin kapsamlı kanıtlarla gelmedi. Fakat yüzlerce gazeteci, bu soruşturmalar üzerine yaptıkları haberler için soruşturmaya maruz kaldı, önde gelen bazı gazeteler oto sansüre angaje oldu.
Türkiye’nin acı dolu bir askeri darbe tarihi var ve eğer hükümet yeni komplolara ilişkin sağlam kanıtlara sahipse bu soruşturulmalı ve dâhil olanlar mahkemeye çıkarılmalı. Fakat savunma avukatları müvekkillerine ilişkin herhangi bir kanıta ulaşmaktan mahrum edilemez ve gazetecilerin yazdıklarından dolayı gözaltına alınmaları durdurulmalı. Sayın Erdoğan’ın partisi meclisteki çoğunluğundan ceza kanununda reform yapmak için yararlanmalı ki normal araştırmacı gazetecilik bundan böyle bir suç olarak takibe uğramamalı.
Sayın Erdoğan’ın göreve geldiği 2003’ten bu yana o ve partisi Türk toplumunu daha iyiye doğru değiştirdi. Onlar İslam kökenli bir partinin, dini özgürlükleri genişleterek demokrasiyi pekiştirebileceğini gösterdi. Ve onlar politize olmuş ordu üzerinde yeniden sivil kontrolün otoritesini kurdular. Onlar şimdi, bu spiralleşen komplo soruşturmalarını daha güçlü bir hukuki temele oturtmalı yoksa bu başarıları ve ülkelerinin demokrasisi riske girer.” (ANKA)