Mersin Gazeteciler Cemiyeti, bir seçimi daha geride bıraktı.

Güven tazeleyen Başkan Ahmet Ünal, bu kez kendisine ve dolayısıyla yönetimine olan tepki yüzünden oldukça zorlandı..

Sonuç farklı oldu ama  diğer adayın aldığı oyda küçümsenmeyecek orana çıktı.

“ Söz uçar, yazı kalır ” düşüncesi ışığında konuyu sağduyu sahibi meslektaşlarımın takdirine bıraktım..

Genel Kurulda elbette her fikir tartışılır..

Biraz hoşgörülü olmak gerekir. Ses tonunun yükselmesi, tansiyonun fırlaması gazeteciler toplumuna yakışmaz..

Her fikir sonuna kadar dinlenmeli ve cevap verilecekse aynı kürsüden verilmelidir.

MGC, bundan sonra daha sağlam adımlar atmalı,kendisine yol haritası çizmelidir.

Bunu yaparken de biran önce her cemiyetin istediği Sarı Basın Kartı şartını aramalıdır..Bunun dışında gazetecilik yapan ve emeklerini birfiil yapan meslektaşlarımızda Fahri Üye yapılarak biran önce profesyonel çalışma koşulları yaratılmalıdır.

Gazeteci böyle bir ortamda sigortalı çalışacağı için geçimini sağlayacak maddi güce de adım atmış olur.

Bu ayırımı yapmanın zamanı geldi de geçiyor..Bazı kişilerin hasbelkader veya ödünle edindikleri gazeteci- yazar kimliği ile çok saygın gazeteciliği kirlettiklerinden habersiz gazetecilik yapmaya çalıştıklarını üzüntü ile gözlemekteyim.

İmla kuralları ve yazı sanatından yoksun, sözüm ona o malum köşe yazarları, kim kendilerine “olmaz” veya “haydi lan” diyorsa, onları hedef almaktadırlar.

O malum kişiler, okunması halinde ne oldukları anlaşılacak bir yazı üslubuna sahipler. Toplumda kendi konumlarını göz önüne almadan, aklı sıra kamuoyu yaratarak kişileri yıpratmayı amaçlıyorlar.

Gazetecilik önce ahlak, sonra kültür ister anlayışıma, iyi bir gazetecinin yasalara uyması gerektiğini de ekleyerek, basın meslek kuruluşlarının bu türedi, rantiyeci, tüccar ve gazetecilik mesleğinin yüzkarası kişilerle etkin bir mücadele içinde olmalarını bekliyor, Mersin Basını bir bütündür, diyerek noktayı koymak istiyorum.