“Ülkemizin 1990 yılında imzaladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi,5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ve bir çok yasal düzenlemeye göre 18 yaşını doldurana kadar herkes çocuktur ve çocuk olmalarından kaynaklanan hakları vardır. Bu haklar anayasal teminat altında olup çocukları korumak sadece devletin değil aynı zamanda toplumun bütün yetişkin bireylerinin de sorumluluğundadır. Ülkemizde çocuk alanına yönelik yapılan çalışmalara rağmen; halen çocuklara yönelik ihmal, istismar ve şiddet vakaları artarak devam etmektedir.
Bu bağlamda karşımıza çıkan en temel sorunlardan biri de ‘’Çocuğun evlilik yolu ile istismar ‘’ edilmesidir.
09-13’lü yaşlarda evlendirilen çocuklar ve 15-16 yaşlarındaki çocuk anneler-babalar toplumumuzun bir gerçeğidir. Evlilik yolu ile istismar edilen bu çocuklar en temel hakları olan eğitim haklarından mahrum olmakta, oyun ya da ergenlik çağında kaldıramayacakları sorumluluklarla karşılaşmakta henüz çocuk yaşta anne-baba rolü taşımak zorunda kalmakta, erken yaşta yaptıkları bu evlilikler nedeni ile sağlık sorunları yaşamakta ve psikolojik dünyaları tamamen alt üst olmaktadır. Bu evlilikler maalesef kamuoyuna yansıdığından çok daha fazladır ve İlimizde de yaşanmaktadır. Büyük oranda olumsuz geleneksel bakış açısı, göç, yoksulluk, eğitimsizlik ve denetim eksikliğinden kaynaklanan ‘’Çocuğun evlilik yolu ile istismarı’’ sorununda; ülkemizin temel hedefi bu konuda tek bir vakanın bile yaşanmaması olmalıdır.
İzmir Barosu, 2020 ve 2021 yıllarında çocukların maruz kaldığı cinsel dokunulmazlığa ilişkin suç verileri Raporuna göre 2020 yılında 1078 cinsel istismar, 336 cinsel taciz, 336 reşit olmayanla cinsel ilişki tespit edilirken 2021’in 11 ayında ise bu sayı 1470 cinsel istismar, 276 cinsel taciz, 269 reşit olmayanla cinsel ilişki olarak belirlendiğini açıklamıştır.Bu verilere göre Çocuk istismarlarının hergün arttığı gözlemlenmiştir. Kentimizde de Çocuk istismarları yaşanmaktadır.
Kız ve Erkek Çocuklarının çocukluk ve ergenlik dönemlerini tamamlamadan baskı ve şiddet yoluyla evlendirilmeleri çocuk istismarı olarak kabul edilmektedir. Çocuk evliliklerinde erkek çocukları olumsuz etkilense de kız çocukları daha fazla zarar görmektedir. Kız Çocuklarının erken yaşta evlendirilmeleri Çocuk Koruma Kanununa, Çocuk Hakları Sözleşmesine ve Ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere de aykırıdır. Bu durum toplum vicdanına da aykırıdır. Ülkemizde uygulanan Eğitim sisteminde bilimsel ve demokratik yöntemlerin uygulanmasıyla çocuklara uygulanan istismarların azalacağı gerçeği ortadadır.
Son günlerde Hiranur Vakfında yaşananlar, vicdanlarımızı kanatmıştır. Çocuklara uygulanan istismar topluma da yapılmıştır. Yetkililerden Olayla ilgili gerekli cezaların verilmesini ve çocukları koruyan hukukun acil olarak uygulanmasını istiyoruz.