Bir beyefendi var kentimizde, aralıklarla yazısı düşer face ortamına.İyi de olur.
AMA takipçileri , noter katibi gibi, ne yazarlarsa, hemen onaylarlar.
Az önce yeni yazısı düştü.
Giriş, MERSİN emniyet müdürünün, şehre katkıları.
Şehri doğru anlayıp, ona göre davranması.
Özellikle uyuşturucu ile savaşması falan.
Bunlar tabi ki çok doğru şeyler.
AYRICA içişleri bakanlığı, polis mesai saatlerini, yeniden düzenlemiş.
ANCAK, görüştüğüm “polis” arkadaşlar, içişleri bakanı ile aynı fikirde değiller.
Benden söylemesi.
Bu arada müdür bey, kalkınma konusunda da, fikir sahibiymiş diye bir cümleye rasladım.Dikkatimi çekti.
Bana göre kuş kuşluğunu, kış da kışlığını yaparken, polis de,polisliğini yapacak.
Şimdi , beyefendi kardeşimizin MERSİN METHİYESİ üzerine yazdığı ve kimi takipçilerince, köpürtülen MERSİN üzerine düşündüklerim…
TİT, hayalet bir örgüttü. Olasılıkla, kontr/gerilla yani özel harp dairesi tarafından,yazıyla tanıtılan bir “örgüttü”.
Ötesi fasaryaydı.
Ama fasarya olmayan biri var, PRF YALÇIN KÜÇÜK…
Aldı, evirdi çevirdi, bakın TİT’DEN ne çıkardı:
T: tekstil
İ : inşaat
T : turizm…
Dünya / küresel hegemonya savaşlarında, senin, birikimine rağmen , bir baltaya SAP olmanı istemeyenelerin, yerli uşaklarıyla birlikte, TOPLUMA saldıkları bir virüstür TİT; büyük büyük punto ve reklamlarla, sabahtan akşama kadar beynimizin ırzına geçerler:
TOPLUMSAL kalkınmanın motorudur diyerek…
TİT…
Peki TİT, Mersin’de neye denk geliyor!
1/ OTOBAN’dan gelip, KUYULUK sapağından, Mezitli’ye dönün. Tepeyi işgal eden FİNAL okulları hizasında durun , sağa çekip,inin aracınızdan…
MEZİTLİ-MERSİN-TARSUS aksına bir bakın.
Hem de çok iyi bakın.
2/ KAZANLI sahil turizm “pırocesi”, tamamen bir yutturmacadır.
Bana, turizimle kalkınmış bir tek ülke gösteremezsiniz.
Ama çok para kazananları biliyorum.
O zaman KALKINMA nedir sorunsalını , anlatmak zorundasınız.
NewYork’un beton mezbeleleliğine, yılda, 25 000 000 insan ziyarete gelir.
Ulan NewYork’da, örneğin, meşhur 52. Caddede yürürken, GÖKYÜZÜNÜ göremezsiniz.
Peki o zaman NEDEN gelir bu 25melyon insan.
Yarın MERSİNİNİZ de,sayenizde, böyle bir mezbelelik olacak.Kısmen de oldu zaten.
3/ TURİZM, İNŞAAT,TEKSTİL çevresine kazanç sağlar gibi görünen, sadece sayısal artışı olan birer , ekonomik hamledir.
Ötesi fasaryadır, sahtedir, göz boyacılığıdır.Mersin’de yığınla çok katlı bina/ yapı, yapıldığı gibi duruyor.
ON KİLO TOZ/ BİR OTOBOS atasözünün sahiplerinin,yaptığı söyleniyor.
4/ Mersin’in seçilmiş ve atanmışları, ufku görecek yeterlilikte değildir.Gören varsa da, politik baskıdan ürktüğü için, sinmiştir.AYRICA, varolduklarını da biliyorum.
TOPLUMLAR , sanayi ile kalkınırlar.SANAYİ demek,ayrı bir kafa yapısı/ ufuk taraması demektir.Organize sanayi bölgesi kurmak,sanayici olmak demek değildir.
Bunu iyi anlamak için, MUTLAKA, imalatla üretim arasındaki FARKI bilmek zorundasınız.
Her şeyden önce, devletinizin, SANAYİCİ kafası olması, sanayici anlayışı olması gerekir.
(( DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATINI, NEDEN KAPATTIRDINIZ!))
TOPLUMLAR ;
OTELLERİNDEKİ yatak sayısı ile değil.
DEVLET opera ve bale konser sayısı ile değil.
Çok sesli koroları ile değil.
KALKINAMAZLAR.
Bunlar , toplumsal ÜST yapı kurumlarıdır ve bizim ülkemizde, altyapının zorlaması ile kurulmuş “ UNSURLAR” değillerdir.
AKSİNE, birilerinin zortlaması ile kurulmuşlardır.
ALT/YAPI, bilgi görgü öğretim/eğitim hak/hukuk ; felsefe güzel sanat mantık/dil bilgisi/ retorik gibi, bizde BİLİNMEYEN “hayali” kuşların varlığı ile olur.
OLMAYANALAR, imam olur, ölü yıkar.
Harun Bey’e bir soru…
Sizin güzelim BOTANİK RESTAURANT neden yaşayamadı!
Lütfen onu bir yazınızda anlatır mısınız!