SONSUZ ( SUNGUR ) BEY TARİHİ’NDEN
VİRÜS BORSASI ÜZERİNDEN, TÜRKİYE VE DÜNYANIN HALİNE, KISA PANTOLONLU, gelişigüzel GEZİLER…
NOT: KISA PANTOLONUMUZ’un , GEZEGENİMİZİN hiçbir BORSA’sında kaydı yoktur.
UNUTULMASIN…
1. perde
A ))
( 1. ) IRAK saldırılarının özü ,AKILLARIYLA olmasa da, sorumluluk olarak, corc BUŞ ve ANTONY BLAIR’in ( blair cadısı belkide ) yani İNCİLİZ İŞÇİ PARTİSİ lideri ve İNG başbakanı OLAN heriflerin “ yönetimindeydi”.
BU şekilde, o ana kadar kazanılmış olan , UYGARLIK değerlerinin tümünün üzerine, “ istifra” edilmiş oldu.
Kapkaranlık bir sessizliğin içinde, “ star teve” üzerinden, daha sonra CNN emerikandan kovulacak olan, PETER ARNETT’in , “simültane tercümeci” teyzemizin dilinden, “” anında” açıklamalarını dinleyerek/izleyerek bakadurduk.
DEMEKKİ uygarlık,insan olmak, 3 kulhu bir Elham okuyarak ya da hz meryenin kabartmalı vücudunun önünde, istavroz çıkararak, akşamüstü , MANASTIRIN damından,KOCAMAN boruları çalarak, BUDİSTLERİ tapınağa çağırmakla olmuyor.
BAMBAŞKA bir şey insan olabilmek.
Ne gördük , 1. IRAK savaşından, 1991, (( son 30 yıl içinde )) bu yana !! ??
Bize ait yani İNSANA ait, tüm pozitif/ geliştirici, yaşatıcı değerlerin, hayasızca ayaklar altına alındığı ve daha da alınacağı ön zamanalar ve üzerine eklenecek olan , olasılıkla”, gelecek zamanların, “” öten borusunu”…
B))
Bir sabah bir uyandım.
Karşı konulmaz bir baş ağrısı.Sanki re-enkarnasyona uğramış gibiyim.Gözümün önünde hayaller, görüntüler,Z. SITCHIN gibi söylersem, “görümler” gezinip, duruyor.
Kesin dellendim dedim.
Altı yıl falan önceydi.
Koskoca evren, “” aklımın “ bana yetirebildiği ölçüde , NATIONAL GEOGRAPHIC belgeseli gibi, akmaya başladı.
İyi ki evde yalnızmışım!
NİĞDELİ DERMİŞ ki: dolmazsan,taşmazsın!
Acaba o’muydu! Yani, “taşıyor muyduk!”
EVET, uzaya sonda gönderilebilen, gezegenimize 1 780 000 000 / BİR MİLYAR SEKİZYÜZBİN km uzaklıktaki, SATÜRN gezegenine gönderilen CASSINI uydusunu, atari OYUNUNDAKİ “joy stick” kullanır gibi idare edebilen bir TEKNOLOJİ dünyasında, 3kulhu bir Elham, halkların kardeşliği, Müslümanlar kardiştir gibi “ trajik” sözler, anca ve anca , yeni emperyal “süreçlere”, ayakçılık etmekten başkaca bir işe yaramazlar.
BÜTÜN bunların “” künhüne” anca…
YEPYENİ BİR AKIL’la varılır. Ölümüne özgür bir akılla.
NASIL Kİ…
Tüfek temizlenirken,namluya sokulan ,ucuna paçavra takılmış HARBİ, O UZUN BORUDA , İNER ÇIKAR, İNER ÇIKAR…
Ya da, kellecide , KELLE temizlenirken, BURNUNDAN, tüm “ kirli” malzemelerin BOŞALTILMASI İÇİN.
O BURUN, beton bir zemine , VURULUR DA VURULUR …
İşte aynen,öyle.
Aklımızı duvardan duvara vuracağız ki…Tüm “ bukağılar”, efsaneler, söylenceler, iktidarların kafamıza sokuşturageldikleri, boşalsın…
TEKMİL AKIL İLTİHABI BOŞALTILMALIDIR.
C))
Rus “devrimini” değil, ihtilâlini düşünmeye başladım.
1908, kısacık ,sosyal/demokrat süreci ,başbakan KERENSKY’den itibaren, belgeselden bir daha izledim.
Ne mi buldum!
ÇOK basit ,artık benim için.
EMPERYALİZM’in tanımının,tarifinin, kimliğinin toptan değiştirilmesi gerektiğini buldum.
DÜN …
İki TÜRLÜ(*) emperyalizim var(dı)…
ÖZEL mülkiyetin korunduğu,buna FAŞİZM dememiz yeterlidir.
Ya da korunmadığı.
Maske, çok müthiş bir adla ortadadır.
Nasıl ki, benim ölçülerime göre,””SUUDİ” ARABİSTAN bir din(i) devleti olmayıp, hırsız bir yönetimse, bu da böyle…
Adındaki SOSYALİSTE bakıp da, o zamanki “rusyanın” , gerçekten bir “ sosyalist devlet olduğuna “kanmayın”…
Çar’dan daha zalim.
Çok daha zalîm bir yönetim.
GULAG TAKIM ADALARI,herhalde turistik bir bölge değildi.
Tüm üretim araçları ve duran varlıklar, yani evler, bağlar, bahçeler,tarlalar ,fabrikalar vs vs…
Kimindi!!!
TOPLUMUN! Anlayamadım, duy(a)madım, özür dilerim.
Bir daha söyler misiniz !
Toplumun ! Evet ya , toplumundu.
KARADENİZ kıyısındaki , o muhteşem yalıların adı, DAŞA ‘dır.
Kim kullanıyordu “” o DAŞALARI”…
Parti kodamanı “” paşalar”...
SOSYALİST bir devlet yönetiminde, “parti kodamanı” olur mu, bre cellat kafalılar!!!
AMA oldu!
D))
Bugünkü dünya koşullarımızda, iki türlü sömürü(*emperyalizim ) vardır.AÇIK ve kapalı…
Açık EMPERYALİZİM, ABeDE’ NİN ırak savaşlarıdır.
Kapalısı ise, KASIM 2002 seçimlerinin başlangıcıdır.
BU EMPERYALİZM, çağın bilgi teknolojisine uygun olarak, “”maddi/manevi(*)”” plândaki sömürüsünü, yeniden yeniden gözden geçirebilmekte, buna uygun araçların,”” namlu mermi yatağı emniyet ve tetik” düzeneklerini , ince ayarlarla , yeniden SAHNEYE SÜRMEKTEDİR.
Bizim payımıza, bu durumda, DİN üzerinden dayak yemek düşmektedir.
(*) DÜNYANIN hiçbir aklı başında devleti/ ülkesi, ülkesinin MİLLİ eğitimini ve bu eğitimdeki sürgitinde uygulanan “” aklı”, orospu mangalı gibi , 2 de 1 de , değiştirmez.
(( Çoğunuz bilmez. Orospu da bile bir, “ öz/saygı” vardır.
Üniversite yıllarımda, TAKSİM GÜMÜŞSUYU’NDA, “Ben ATATÜRK’ÜN SON YILLARINDA , orospuluğa başladım” diye övünen , bir randevuevi sahibi “”MAMA” ile sohbet etmeye giderdim.Bir gün anlatırım bu mama’dan öğrendiğim raconları”.))
İşte bu sürekli YAZ/BOZ eylemleri, uzun vadeli bir emperyalist plân dosyasının, yerli ortaklarıyla birlikte, adım/adım sahneye konması için , temelden başlatılan bir “göbek” patlatma işidir.
Vee bugünlere geldik.
E))
Sovyet SİSTEMİNİN , sahte sosyalistliği gibi, cinnet mekân ülkemde de, “parlementer” demokrasiyi andırır, tuhaf, tuhaf olduğu kadar da kibirli bir süreç, uzun zamandır hüküm sürmektedir.
DİYOR VE 2. Bölüm için, sutre gerisine çekiliyoruz…