Hatırlarsanız, 28 Ağustos 2008 tarihinde idrak edilen Ramazan ayı münasebetiyle Mersin Büyükşehir Belediyesi, içi dışı Başkan Özcan’ın fotoğraf ve su getirdik, yol ve asfalt yaptık, halka ucuz ekmek yedirdik içerikli afişleriyle donatılmış iftar çadırları açmıştı.
Başkan M. Özcan’ın talimatı ile on iftar çadırının açıldığı 2008 Ramazan ayından altı ay sonrada 29 Mart 2009’da yerel seçimler yapılmıştı.
Mersin Büyükşehir Belediyesi seçimler sonrasına isabet eden 2009 Ramazan ayında bir iftar çadırı açarken, 2010 Ramazan ayında ise bir tek iftar çadırı bile açmayınca seçimler öncesi on iftar çadırının açılma nedeni daha iyi anlaşılmıştı.
Ayrıca.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı o M. Özcan, uzun yıllar kapalı tuttuğu ekmek fabrikasınıda yine 2009 yerel seçimlerinden hemen önce açmış ve açarken inandırıcı olabilmek içinde bir daha fabrikayı kapatmayacağına “şeref sözü” bile verme gereği duymuştu.
Referandum
2011 Eylül ayında ise tüm siyasi partilerin çok önemsedikleri ve halkı ikiye bölen bir referandum yaşadık.
CHP’li Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı M. Özcan’ın referandum süreci Mersin’de partisinin bir büyüğü, bir ağabeyi sıfatı ile ortaya ciddi bir siyasi irade koymayışı “hayırcı “ tüm Mersinlileri çok üzmüş ve onlarca Mersinli üzüntülerini Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve Genel sekreter Önder Sav’a bile iletmişlerdi.
29 Ekim etkinlikleri
Ve, 29 Ekim 2011 günü Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün “benim en büyük eserim” dediği Cumhuriyetin 87.yılı kutladık.
Bu kutlamalar için Mersin’in tüm billboard, mega boardları Büyükşehir Belediye Başkanı M. Özcan’ın fotoğraflarının kullanıldığı “Cumhuriyet Bayramı “ kutlama afişleriyle donatıldı.
Billboardlar yeterli bulunmamış olacak ki içeriği aynı, dev gibi afişler hazırlanıp köprülere bile asıldı.
Ne var ki ;
Cumhuriyetin 87. Yılında Mersin’in M. Özcan’lı Cumhuriyet afişleriyle donatmasına bir tek Mersinlinin bile olumlu yaklaşarak “helal Olsun Cumhuriyetçi M. Özcan’a” dediğini duymadığım gibi, bu girişim halkta yaratılan intibaı değiştirmeye ve Mersinli sosyal Demokratlarda oluşan hayal kırıklığını gidermeye yönelik bir düşünce olarak da değerlendirildi.
Çünkü Mersin halkı uzun bir süredir ciddi, ciddi Mersin’in hiç ama hiç iyi yönetilmediğini konuşuyor.
Ona dayanarak tespitim o ki ;
Bu halk artık geçmişte olduğu gibi günübirlik veya mevsimsel çıkışlara pirim vermeyecek.
Tüm sohbetlerin başlıca konusu Mersin’in yaşanılamaz sahipsiz bir kent olduğu yönünde ve fikir birliği yapmışçasına İzmir, Antalya, Eskişehir Belediye başkanlarının girişimciliğiyle M. Özcan’ı kıyaslıyor ve yeni isimler telaffuz ediyor.
Yani, seçimlere az bir zaman kala yapılan kaldırımlara, yollara, refüjlere ekilen mevsimlik çiçeklere bakarak hiç kimse Mersinlinin tercihte bulunacağını sanmasın.
Ve halk diyor ki ;
Ülke bütünlüğüne ve Ulusalcılara yönelik antidemokratik uygulama ve tehditler karşısında susan.
Bu günlere kadar, bulunduğu makamın kuralı gereği, Din’i bayram kutlama afişlerinde “ kutlu olsun” yerine “mübarek olsun” demeyi yeğleyen.
İktidar partisinin görüş ve uygulamalarına karşın temsilcisi olduğu siyasi partinin ideolojisini, görüşünü ortaya koyamayan ve halkla bir türlü bütünleşemeyen M. Özcan ne oldu da Cumhuriyetin 87. Yıldönümünde cumhuriyetçi kimliğini öne çıkarmaya çalıştı diyor.
Bundan da şu anlam çıkıyor ve anlaşılıyor ki halkın güveninin tekrar kazanılmasına yönelik mesajlar verirken önce halkta güven duygusu oluşturmak gerekiyor.
Zira ;
2008 Ramazan ayından bu günlere kadarki süreçte ortaya konulan performansa göre ;
Ben Atatürkçüyüm.
Ben Laik Cumhuriyetçiyim.
Ben ulusalcıyım.
Ben CHP’liyim demekle ne Atatürkçü, ne laik Cumhuriyetçi, ne ulusalcı nede CHP’li olunmayacağını halk daha iyi anladı.
O nedenle, önemli olan ;
Şayet temsilcisi olunan partinin ilkelerine uygun davranışlar sergilenmiyorsa, belirli düzeyde siyasi ve ideolojik bilgi birikiminiz yoksa, bu ilkeler özümsenememiş, yaşam biçimi, yönetim anlayışı bu ilkelerin özü ile örtüşmüyorsa ne gerçek bir Atatürkçü, ne gerçek Laik Cumhuriyetçi, ne gerçek bir Ulusalcı ve nede gerçek bir CHP’li olunur.
Saygıyı hak eden herkese saygılar sunarım.
Hoşçakalın.
Ziya Keskinışık
“gazeteciziya@mynet.com”