Dağ fare doğurdu, derler.
Ama doğru değil.
Bu kez fare bile doğuramadı.
Umutlar balon gibi patladı!
Asgari ücret zammını Bay Başkan muştuladı.
Yüzde 30 zam.
4.253 TL oldu 5.500 TL.
Bozdur bozdur harca!
Ayda 1100 simit alır.
Dört kişilik bir ailede kişi başı 275 simit düşer.
Ye babam ye!
Günde 9 simit insanı obez yapar!
Daha ne istiyorsun asgari ücretli kardeşim.
Asgari ücretliysen işçisin!
Patron olacak halin yok ya!
İşçisin işçi kal!
Şarkısı bile var!
Yine kandırıldın.
Zaten kandırılmaya alışıksın!
Ve de boyun eğmeye!
Çünkü, sendikan yok!
Pardon var!
Var ama Sarı Sendika!
Başkanın ağalar gibi yaşıyor.
Senin halinden ne anlar!
Bir gün önce açlık sınırı diyordu.
Bunlar; pazarlık masası öncesi salvo atışlar.
Karavana atışlar dersek daha doğru olur.
Bay Başkan’ın yanında sus-pus!
Masanın altına pardon sınırın altına düştü!
Karakolda doğru söyler mahkemede şaşar misali.
Kendi de olayın farkında.
Ama, yapacak bir şey yok!
Seni yine açlığa mahkum ettiler Bay Başkan ve Sendika Ağan!
Ağa, “Allah razı olsun” dedi Bay Başkan’a
Bir de poz verdi, yüzü kızarmadan!
Büyük zafer kazanmış gibi.
Fotoğrafı oldukça kalabalık tutmaya çalıştılar.
Ki, asgari ücretliyi satanların tümü fotoğrafa girdi.
Yüzsüzce!
Hani söz vermiştin içmeyecektin, pardon enflasyon oranında zam yapacaktılar, diyeceksin ama nafile!
TÜİK’in sahte enflasyon rakamını bile çok gördüler sana!
Siyasetçi bu, sözüne güvenilir mi hiç?
Artık Bay Başkan’a kızmayacağım!
Neden mi!
Alan memnun satan memnun, derler ya aynen öyle.
Satılan daha da memnun gibi!
Tıs yok!
Kaderine razı gibi.
Bana kaderimin bir oyunu mu bu, şarkısıyla avunuyor.
Ama siyasetçi ama sendikacı seni yönetecekleri doğru seçemediğin sürece buna katlanacaksın!
Bize ne oluyor ki?
Sözün ÖZÜ;
Asgari Ücret görüşmelerinde her zaman olduğu gibi sonuç önceden bellidir!
Hep, Dağ fare doğurur!
Hükümet ne derse asgari ücret o olur!
Sendika Ağaları hep boşa kürek çeker!
Bunun için fazla evelemeye-gevelemeye gerek yok.
Asgari ücretten Bay Başkan da yakınıyor!
“Gönül ister ki daha çok verelim, ama elde avuçta yok!”
Beşli çete ve yandaşlarına dağıtmaktan asgari ücretliye kalmıyor çünkü!
Patron yakınıyor.
Maliyeti çok yüksek oluyor, diye.
Hatta uyanık patronlar bankalara yatırdıkları asgari ücretin bir bölümünü geri alıyorlarmış!
Bizim medya sektöründe bile böyle patronlar varmış!
İşçinin emeğine, alın terine göz dikenlere yazıklar olsun!
Yuh yuh!
Ve de işçi yakınıyor!
Biz bu ücretle nasıl yaşayacağız, diye!
Herkes haklı!
Kim haksız?
Biz gazeteciler.
İşçisin işçi kal,
Açsın aç kal, diye
Yazarak ortalığı karıştırıyoruz!