Tepe: “Anadolu medyası yaşatılsın”
MGC Başkanı Rüstem Kaya Tepe, basın kuruluşları üzerindeki ekonomik yüklerin hafifletilmesi gerektiğini belirterek, “Teknolojik gelişmeler sektör açısından büyük sorun yaratıyordu, pandemi de son darbeyi vurmuş oldu. Biz hep bir teşvik, bir destek beklerken son dönemde tasarruf tedbirleri adı altında bir genelgenin yayınlandı. Kamu kurum ve kuruluşlarının gazetelere ilan verme sorunu doğdu. Bu bizi ciddi manada rahatsız etti. Son olarak da kur artışından dolayı uydu maliyetlerinin neredeyse iki katına çıkması gündemde. Bu artış gerçekleşirse 150’ye yakın yerel televizyon ekranlarını karartmak zorunda kalacak. Bunun önüne geçmek, bir takım tedbirler almak lazım. Radyo ve televizyonların meslek birlik ödemeleri çok yüksek. Bu sebepten dolayı birçok arkadaşımız hapis cezası aldı. Anadolu medyasının yaşaması lazım. Bir şekilde çözüm yolu bulunmasını talep ediyoruz.” diye konuştu.
“İktidar basının sorunlarını görmezden geliyor”
Kendisinin de gazetecilikten gelme olduğu için sektörün sorunlarına oldukça hakim olduğunu söyleyen CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, “Yazılı medyanın durumu içler acısı. Gazetecilerin çoğu asgari ücret seviyesinde veya altında çalışıyorlar. Bu meslek itibarıyla Türkiye’de 100’ün üzerindeki İletişim Fakültesinden mezun gençlerimizin kendi mesleklerini yapamayıp polislik, bekçilik, infaz koruma memurluğu gibi mesleklere yöneliyorlar.” dedi.
Televizyon kuruluşlarının karşı karşıya kaldığı ekonomik problemlere de değinen Sertel, şu ifadeleri kullandı: Yaklaşık 20 yıldır daralan, bastırılan, özgürlüklerden uzaklaşılan bir dönemi yaşıyoruz. Yazılı medyanın, görsel medyanın çok önemli sorunları var. Biz geçmişte kağıdını, mürekkebini kendi üreten bir ülkeydik. Ne yazık ki bu üretimi yapan fabrikalar kapatıldı ve dışa bağlı bir hale getirildik. Kağıt, kalıp, mürekkep dışardan alındığı için gazete maliyetleri inanılmaz yükseliyor. Satış maliyetleri de gazeteleri kurtarmıyor, üstüne üstlük Basın İlan Kurumu’nun uygulamalarıyla, giderek ilanları daraltmasıyla ve meclisten geçirmek istedikleri yasayla gazeteler daha çok zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Sorunları reddeden, çözüm üretmeyen bir yapıyla karşı karşıyayız.
Uyduya çıkan televizyonların o kentte ticaret yapanların, sanayicilerin, siyasilerin, belediyelerin ufak tefek destekleriyle ayakta kalan bir kuruluşlar zinciri oluşmuş durumda. Türkiye’deki ekonomi geriledikçe ilan pastasından görsel medya ve yazılı medya yeterli payı alamamaktadır. Öte yandan gerçekten habercilik yapan ve reyting almasına rağmen gerçekleri dile getirdikleri için cezalandırılan ulusal kanallar var. Bu televizyonlar reklam alamadıkları gibi RTÜK’ten bu kuruluşlara ceza yağmaktadır. Bu iktidar bir zulüm iktidarıdır. Halka zulmettiği gibi medyaya da zulmetmektedir.
“Bağımsız medyayı yaratmamız lazım”
Milletvekili Sertel; sektörün yaşadığı sorunlara çözüm olarak çok uluslu şirketler ve patronların ele geçirdiği iktidar güdümündeki medya yerine özgür ve bağımsız medyanın yaratılması ve yaşatılmasının şart olduğunu dile getirdi.
CHP Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel ise basının önemine dair şunları söyledi: Basın ve yayın, insanların objektif haber almasında en büyük katkı yapan unsur. Bu şekilde bağımsız bir basının var olması hem ülkemiz açısından hem de demokrasimizin gelişmesi açısından önemli. AKP döneminde sermayenin basını ele geçirme çabası sonuç verdi. Basının elbette çok fazla sorunu var ama burada bence en büyük problem sermaye ile yerel basının rekabet edememesi. CHP olarak basının mutlaka özgür olması gerektiğini, özellikle gazetecilerin düşüncelerinden dolayı dünyada en fazla cezaevinde yatan ülkenin Türkiye olması utancını her fırsatta dile getiriyoruz.