HABER ARŞİVİ    |    GÜNCEL    |    ÖZEL HABER    |    SİYASET    |    KÜLTÜR SANAT    |    EKONOMİ    |    FOTOHABER    |    SPOR
 
 
Av. Ayla Gündoğdu Yazdı


5 Mart 2012 Pazartesi 20:29

Dünya kadınlar günü

 

DÜNYA KADINLAR GÜNÜ:

Av. Ayla Gündoğdu

 

Ne anlama geldiği, neyi amaçladığı, sadece çerçeveli sözlerle ifade edilen ama yaşama geçmesine ilişkin bir adım dahi atılmayan, atılamayan, Belki de erkeklerin işine geldiği,  Kadınların da daha kolayına geldiğini zannettikleri için, sadece kutlama ve ezberlerde kalmasıyla yetinilmiş bir gün Adeta; DÜNYA KADINLAR GÜNÜ….

 

Her defasında sanki sözleşilmiş gibi, Dünya kadınlar gününe ilişkin yazmak veya konuşmak durumunda kalanlar, aynı cümlelerle tekerleme örneği, o ünlü öyküyü sadece yazmış olmak konuşmuş olmak için yazar anlamına ve hayata geçirmek istediği şeylere sırtını dönerek sırasını savarlar.

İŞTE ÜNLÜ EZBER;

 

Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği savaşın temsili başlangıcı 8 Mart 1857 yılında ABD’nin New York kentinde başladı. Konfeksiyon ve tekstil fabrikalarında çalışan 40 bin işçinin insanlık dışı çalışma koşullarına ve düşük ücrete karşı başlattığı grev, polisin saldırısıyla kanlı bitti.

Saldırı sırasında çıkan yangında çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.

1910 yılında Danimarka’nın Kopenhag kentinde toplanan 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında, Almanya Sosyal Demokrat Parti önderlerinden Clara Zetkin, bu yangında yaşamını yitiren 129 kadın işçi anısına 8 Mart gününün Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmasını önerdi.

Kadın hakları hareketini, özellikle oy hakkını onurlandırmayı amaçlayan Kadınlar Günü önerisi oy birliği ile kabul edildi.

 

Bunlara bir itirazımız yok da devamında kadının eşit haklara sahip olmasına dair, nasıl bir gelişme yaşanmış?

Eğer kendimizi kandırmak gibi bir derdimiz yoksa  kocaman bir HİÇ….

 

Kadın haklarında ve yaşamında iyileşme var gibi görünüyorsa da bunun değişen yaşam koşullarıyla birlikte Kadının sömürülmesinin de biçim değiştirmesinden, çektiği sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel işkencenin de daha zarif (!) hale dönüşmesinden başka bir şey olmadığını görürüz eğer bakmak istiyorsak elbette.

 

1975 YILI DÖNÜM NOKTASI

 Kadın hakları mücadelesinde 1975 yılı büyük özellik taşıyordu Bu yıl etkinlikleri içerisinde Birleşmiş Milleteler 8 Mart gününü Dünya Kadın Günü olarak kutlamaya başladı.  İlk kez Uluslararası olarak kutlandı. 

İki yıl sonra 1977 de Birleşmiş Milletler genel Toplantısında da KADIN HAKLARI, ULUSLAR ARASI BARIŞ GÜNÜ olarak kabul edildi…

Bu kabulün altında iki temel neden açıklandı,

Dünya barışının korunması, sosyal gelişim için ve temel insan haklarının kullanılması için kadınlarında eşitlik ve kendilerini geliştirmelerine olanak sağlanmasına dair haklı isteklerdi.

Kadınlara eşit hakların verilmesinin Dünya barışını güçlendireceği kabul edildi.

Şimdi bakalım bütün bu söylenirken heyecan yaratan sözler ve kararlar bu güne değin ne getirmiş? Kadınların yaşamını kolaylaştırmak ve daha onurlu yaşayabilmeleri adına ne kadar ete kemiğe büründürülmüş !?.. HİÇ

Dünyadaki en fakir insanların büyük bir çoğunluğu kadın, dünyadaki eğitim almamış insanların büyük çoğunluğu yine kadınlar.

Kadınlar ülkemizde de bugün erkeklere göre %25 - 50 oranında daha az ücretle çalıştırılmaktadırlar

Kadına karşı şiddet Hiç hız kesmeden devam etmekte ve biz hala  8 Mart Dünya kadınlar gününü kazanılmış bir zafer edasıyla kutlamayı sürdürürüz…

Etrafımıza bakmaya gerek duymadan…

* Kadınlara karşı şiddet dünyada en yaygın, ancak en az cezalandırılan suçtur.

* Tahminlere göre 113 ile 200 milyon arasında kadın demografik olarak “kayıp” (yok) görünmektedir.

Ya doğar doğmaz öldürülmüşler (erkek çocuğun kız çocuğa tercih edilmesi) ya da erkek kardeşleri ve babalarıyla eşit derecede gıda ve tıbbi olanaklara ulaşamamışlardır.

* Fuhuş’a zorlanan ya da bunun için satılan kadınların sayısı yılda 700.000 ila 4.000.000 arasındadır.

Cinsel kölelik düzeninden elde edilen kazançlar yılda tahminen on iki milyar dolardır.

* Küresel olarak, on beş ile kırk beş yaş arası kadınlar, kanser, sıtma, trafik kazaları ve savaşlardan daha ziyade, erkek şiddetinin sonucu hayatını kaybetmekte veya sakatlanmaktadır.

* En az üç kadından biri dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış ya da hayatı boyunca  başka türlü suiistimal edilmiştir (tecavüz, kötü davranış).

Genellikle, suiistimal eden kişi aileden bir üye ya da kadının tanıdığı bir kimsedir. Ev içi şiddet, bölge, kültür, etnik köken, eğitim, sınıf ve din ne olursa olsun kadınlara karşı en yaygın suiistimal şeklidir.

Ensest  zorlama da tuzu biberidir…

* Dinsel, kültürel vb. nedenlerle yılda iki milyondan fazla kız çocuğunun genital organlarına hasar verilmektedir .

Bu oran, 15 saniyede bir kız çocuğu demektir.

* Sistematik tecavüz yeryüzündeki birçok çatışmalarda bir terör silahı olarak kullanılmaktadır.

*  Örnek: Ruanda Soykırımı (1994) esnasında 250.000 ila 500.000 kadının tecavüze uğradığı tahmin edilmektedir.

Bu onursuzlukların önüne geçmek yine Kadınların birincil önemde görevleri olmalıdır.

KADINLAR GÜÇLERİNİN DÖNÜŞTÜRÜCÜ NİTELİĞİNİN FARKINA VARMALILAR:

Çağımızda sermaye birikim modelindeki değişim ve neo- liberal politikalar, sermayeye sınırsız olanaklar sunarken; yoksulluğu derinleştirmekte toplumsal muhalefet hareketlerini ve emek hareketini parçalayarak güçsüzleştirmektedir.

Kadınlar yine iğrenç sürecin en çok zarar göreni olmakta, Ekonomik, Sosyal, Siyasal yaşamın dışına şiddetle itilmekteler…

Ev dahil olmak üzere Kadın emeği her alanda yok sayılmakta, bedeni para getiren bir mal gibi değerlendirilmekte.

Para ve Suç Baronlarının baskı ve korkuyla derinleştirdikleri açlık, yoksulluk, artarak devam eden şiddet, artık kadınları sadece kendileri için değil insanlık için, Daha yaşanılabilinir bir Dünya yaratmanın sorumluluğunu da üslenmeye zorlamalıdır…

Yaşadığımız yerlerde hayallerimizin en başında toplumsallaşmış kadın hareketinin öncülerinin yaratılması olmalıdır.

 

 

Çünkü hayatın her alanında üreten ve yaratan ama emeği görülmeyen biz kadınlar toplumsal muhalefet hareketi içinde hak ettiğimiz yeri  almak zorundayız…

Ve dönüştürücü bir iradeyi açığa çıkarmalıyız. Bu gün ülkemizde kadınların yaşadıklarına yüzümüzü döndüğümüzde canımız acıyor.

Cinsel tacize uğrayan çocukların ve kadınların, gittikçe artan, namus cinayetleri Avrupa’nın en uygar kentlerinde dahi yaygınlaşmıştır.

Din bezirgânlarının sistemden son sürat şımarıp pervasızlaşmaları beraberinde kadınların orta çağ karanlığına gömülmelerini de getirmekte…

En acıklısı da Dindar geçinen Erkeklerin Kravatlı süslü, yazları alabildiğine Don paça salınırken (utanmadan) kadınların simsiyah  çarşafların  içinde kaderlerine razı bir yok sayılmayı kabullenişleri.

Hep düşünmüşümdür Tanrı kadınlı erkekli birlikte yaratıyor, birine alabildiğine özgürlükler verirken yine kendi yarattığı kadının niçin özgürlüğünü erkeğin eline veriyor?  Nasıl bir düşünce, nasıl bir çelişkidir bu…

Bugün lafta kalan uygar söylemlerle ne kadar örtüşüyor bu… Hani Nazım hikmetin dediği “BEN BABAMDAN İLERİ DOĞACAK ÇOCUĞUMDAN GERİYİM… “

YANİSİ ŞU;

 Geleceğe özgür ve korkusuz yaşanılabilinir Güzel bir Dünya, Temiz bir Toplum yaratmak bizim ellerimizde,

Kendimizin farkına varmamız yeterli gücü getirecektir hiç kuşkusuz.

Yeter ki biz esaretimizin zincirlerini kırmak isteyelim.

Değilse Kanla gözyaşıyla, Emekle bu günkü Tekel işçileri örneği direnerek elde edilmiş 8 MART Dünya Kadınlar günü, Erkeklerin Kadınların ellerine verdikleri elma şekeri keyfinden öteye gitmeyecek,

8 mart, Burjuva kadınlarının kabul günü eğlencelerinden öteye gitmeyecektir. azmimizi, birliğimizi korumalıyız.

8 mart dünya Emekçi kadınlar gününü bedeller ödeyerek bizlere armağan eden bütün Kahraman kadınlara borcumuzu unutmamamız dileğiyle

YİNE DE 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜNÜ KUTLARIM…

 

A.G.





 
  HABER ARA
 
 
  
  FLAŞ HABER
  EN ÇOK OKUNAN
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
  SOSYAL MEDYA

 




 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GÜNCEL HABERLER SİYASET HABERLERİ SPOR HABERLERİ GİZLİLİK İLKELERİ

 

fotohaber.net | İnternet Gazetesi | Resmi Web Sitesi | Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
fotohaber.net © Copyright 2005-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA