CHP Mersin İl Kadın Kolları Başkanı Nevin Zaimoğlu, Bülent Arınç’ın, CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıka’ya yönelik eylem ve söylemine karşılık yapmış olduğu basın açıklamasında, CHP Mersin İl Başkanı Faruk Mehmet Akar’ın CHP  Eskişehir Milletvekili B.Süheyl Batum’un 2. Bölge gezisinde yanında olduğu için yerine CHP Mersin İl Sekreteri Mehmet Yeşil, CHP Mersin İl Saymanı Sıtkı Dev, CHP Mersin İl Yönetim Kurulu Üyeleri Şenol Akşanlı, Zeki Karakoyun ve Sezen Uçan katılmıştır. Ayrıca Zaimoğlu’nu CHP Yenişehir, Toroslar, Akdeniz Kadın Kolları Başkanları ve Yönetimlerinin de katıldığı basın açıklamasında;

CHP Mersin İl Kadın Kolları Başkanı Nevin Zaimoğlu; “Kadını sadece evde oturan, kocasına yemek yapan, itaat eden ve çocuk doğuran bir “nesne” gibi gören zihniyet, Meclis çatısı altında kabul edilemez bir eyleme imza attı.

Türkiye büyük millet meclisi bütçe görüşmeleri sırasında Devlet bakanı ve başbakan yardımcısı Bülent Arınç CHP Ankara milletvekili Aylin Nazlıka’ya yönelik eylem ve söylemi son derece yanlış olup, iktidarın kadına bakış zihniyetini bir kez daha ortaya koymaktadır.

Her gün kadınların öldürüldüğü, tacizin tecavüzün, ensestin arttığı, çocuk gelinlerin çoğaldığı AKP iktidarında, kadın milletvekilimizin hak arama ve fikrini belirtme mücadelesi Meclis çatısı altında başka bir şiddet biçimine dönüşüyor. Arınç genel kurulda konuşan milletvekilimiz için,”evli ve çocuklu bir kadın böyle konuşamaz utandım”diyor. Buna hakkınız yok. Kadınlar ve kadın bedeni üzerinden siyaset yapmayı alışkanlık haline getiren zihniyet, bir utanç ve yüz kızarması yaşayacaksa cinayetlerden, tecavüzlerden, kadının insan haklarını yok sayan uygulamalardan ve ortaya çıkan tablodan dolayı bunu yaşamalı.  Evet utanmalısınız. Evet, yüzünüzde kızarmalı! Utancınız, kadını yok saydığınız için, cinsiyetçi olduğunuz için, kadını toplumsal yaşamın dışına iten zihniyetinizden dolayı olmalı. Utandığınızı ifade ederken söylediğiniz sözlerin bırakacağı etkinin bir utanç yarattığının farkında bile değilsiniz. Kullandığınız dil ve cinsiyetçi söyleminiz ile bu utancı arttırıyorsunuz.

Kadınlar evde, sokakta, işte, şiddetin her türlüsü ile karşı karşıya gelirken, bu alanlara Meclis’i yanıt arayacağınıza, konuyu gene kadın bedenine getiriyorsunuz. Konuşulan konu bütçe ile ilgiliydi değil mi? Söyleyecek sözünüz yoksa her zaman yaptığınız gibi, kadın, beden, organ, cinsiyet gibi vurgular ile toplumsal cinsiyet eşitsizliğine güç veriyorsunuz.

Soruyoruz, Yüce Meclis’in cinsiyeti var mıdır?

Size ne milletvekilimizin “evli ve çocuklu bir kadın” olmasından?

Tavrınızı ve bu tavra neden olan zihniyetinizi ülke kadınları adına şiddetle red ediyor ve kınıyoruz!

CHP Kadın Kolları olarak milletvekilimiz, Aylin Nazlıaka ile onur duyuyoruz.

Geleceğe dair umudumuz, birbirimize duyduğumuz güven ile başaracağımıza dair inanç ile milletvekilimizin yanındayız.

Buradan yine tüm kadınlara seslenmek istiyorum, AKP ‘nin kadına bakışı ve bu konudaki zihniyeti ortadadır. Bu zihniyetini de saklayamamaktadır. Dervişin fikri neyse zikri de o olduğu için zaman zaman, iktidar böylesi talihsiz söylemlerde bulunmaktadır.

AKP iktidarı, toplumunu her kesimine zarar vermekte olsa da en büyük zararı biz kadınlara ve çocuklarımıza vermektedir.

Getirilen 4+4+4 eğitim yasasının sakıncalarını, özellikle kız çocuklarının eğitimde, önünü keseceğini biliyoruz. Okullarda getirilen kılık kıyafet serbestisi ise, mutsuz, sorunlu, kindar çocuklar yaratacaktır. Okullarda zengin fakir ayrımı belirgenleşecek, alamayan giyinemeyen çocuklar üzülecek giyenlere gıpta belki de kin duyacaktır. Çocuklar mutsuz, anneler mutsuz, aileler mutsuz olacaktır.

Ancak, çoğunluğu fakir ve dar gelirli olan ailelerin çocukları yine kendi adlarına tek tip giyineceklerdir. Çünkü çoğunun, bir ikinciyi almaya güçleri yetmeyecektir.

Biz anneler için çocukları her şeyden değerlidir. Onların mutluğu ve geleceği hep en önde gelen önceliğimiz olmuştur.

Bu nedenle, artık bu iktidara dur demenin zamanı gelmiş ve geçmektedir.

Cumhuriyet’in Atatürk İlke ve devrimlerinin bir güneş gibi aydınlattığı yolumuzdan ve geleceğimizden, AKP iktidarının zayıf ve cılız ampul ışığını

Gelin hep beraber söndürelim.

Dün akşam, başbakan “şu kuvvetler ayrılığı” her yapacağımız işte bize engel oluyor diyerek yine tehlikeli bir söylem başlatmıştır. Kuvvetler ayrılığı yasama yürütme ve yargının birbirinden ayrı olması demokrasinin, olmazsa olmaz, koşullarındandır. Ancak başbakan bundan rahatsız olduğunu açıkça ifade etmektedir. Bu söylem, mecliste çoğunluk benim, o halde yasamada da yürütmede de yargıda da tek söz hakkı benimdir anlayışı, kuvvetler birliği anlayışını, yani otoriter rejim isteğini ortaya koyar.

Geldiğimiz süreçte vatanını, milletini, Cumhuriyetini, İnsanını seven her duyarlı yurttaşımıza önemli tarihi bir görev ve sorumluluk düşmektedir. Toplumsal muhalefet ve mutabakatla AKP iktidarının bu anlayışına son vermek ve CHP çatışı altında birleşerek ve bütünleşerek yarınlarda Türkiye’nin aydınlık geleceğini inşa etmektir.” dedi.