İzzet ULUDAĞ...Yazdı

Türk Milleti, soğukkanlıdır. Akl-ı selim sahibidir.

Dolmuşa binmez, dolduruşa gelmez.

Sabırlıdır. Beklemeyi bilir. Hani derler ya “Türk’ün aklı sonra gelir.”

Bu akılsızlığından değil, sorumluluğundandır.

Yıkmayı değil, yapmayı sever.

Bin ölçer, bir biçer.

Tam 12 yıldan bu yana AKP, bu milletin sabır taşına, milli değerlerine, tok gözlülüğüne saldırmayı devam ettiriyor.

“Hazmettire, hazmettire” cehenneme giden yolları iyi niyet taşlarıyla değil, kor ateşle döşetiyor.

Bir zamanlar “milli gömlek” giydiğini iddia eden AKP yöneticileri, millete tamamen yabancılaşmış, millet düşmanı bir çizgiye kendi özgür iradesiyle gelip oturmuştur. Bu durumda ancak ABD emperyalizmi ve Siyonist İsrail’in desteğiyle iktidarını devam ettirebileceğini anlamıştır.

Deliğe süpürülmemek için kulağına fısıldayan olsun olmasın ABD ve İsrail adına ne gerekiyorsa yapmaktan bir an olsun geri durmuyor.

Tam 12 yıldır, bu milletin yarattığı bütün değerler,  maddi ve manevi,  azgın bir tasallutla karşı karşıya tutuluyor.

Bankalar, fabrikalar, tarlalar çekirge sürülerinin talan alanı haline getiriliyor.

Dere yataklarımız, eşe dosta doğa tahribatını göz önüne almadan peşkeş çekiliyor.

Enerji ve petrol yasaları, yabancı ve büyük şirketlerin çıkarına yeniden düzenleniyor.

Üniversite mezunu gençler başta olmak üzere işsizlik son yılların zirvesine oturuyor. Kula kulluk dönemi dayatılıyor. Özgür irade, iğdiş ediliyor.

Millet, fakirlikle terbiye edilmek isteniyor.

Millet’i birleştiren ve hatta ayrıcalıkları ve ayrımları, farkları yok ederek milleti yaratan en önemli ilke olan Laiklikle amansız bir savaş, günün her saatinde Meclis içinde ve hayatımızın her alanında her türlü yöntemle bize dayatılıyor.

Eğitim, milleti birleştiren, farkı kapatan bir sistem olmaktan çıkartılarak ayrıştıran, farklılaştıran bir yöne doğru götürülüyor.

Bilim dışı, 4+4+4 formülüyle açıklanan, eğitim konusunda uzman bilim insanlarının düşüncelerine karşın bir dayatma geleceğimizi karartıyor.

Ülke içinde dayatmacı, AKP’ye oy veren vermeyen Millet’in ezici çoğunluğuna karşı bir örtülü savaş, bilinçleri dağıtıyor.

Milli bayramlar, değerler, başta T.C. olmak üzere kan dökerek yaratılan tüm simgeler beyinlerimizden ve günlük hayatımızdan uzaklaştırılmaya çalışılıyor.

Millet’i yok etmeye programlanmış bir bilinç altı, son yıllarda değişik tarihlerde ve mekânlarda yaşadığımız, başta cumhuriyet olmak üzere bizi Millet yapan değerlere sahip çıkmak için ayağa kalkan, tarihe damga vuran bilince saldırıyor.

AKP, Irak ve Suriye’nin bölünmesinde milli ve uluslar arası hukukla da çatışan icraatlara yol veriyor.

Irak ve Suriye devletinin bütünlüğünün parçalanması için ABD ve İsrail çıkarına uygun olarak elinden geleni ardına koymuyor. En son bomba Reyhanlı’da AKP yöneticilerinin elinde patlıyor.

Habur’la başlayan bölücülük ve terör konusunda izlenen çizgi, bir devlet çizgisi olmaktan çıkmış, teslimiyetçi ve yıkıcı bir faaliyet haline gelmiştir.

Millet, bu sürecin farkına varmaya başlamıştır.

AKP ve başbakan ERDOĞAN, sıkışmıştır. Çare arıyor.

AKP, bölgeyi kana bulamaya, burada BOP’a uygun olarak bölünme ve çatışma sonucu güç toplamaya çalışan Haçlı + Siyonist devletlere iç desteği arttırmak için İslam’ı ve Allah’ı kullanmaya tevessül etmektedir.

Son çıkartılan yasalar, kürtaj ve alkol başta olmak üzere buna hizmet etmektedir.

AKP, bu yolla saf ve dindar kesimlerin bilinçaltını şekillendirmektedir.

Ama gördüğümüz gibi, nafile bir çabadan başka şeyler değildir bunlar.

Hayat ve bilinç, galebe çalacaktır.

“Her şeyi yaparım. Dediğim dedik, çaldığım düdük.” diye düşünen ve kendini sanal bir dev aynasında gören AKP, Millet’in sabrının sona geldiğini fark edememiştir.

12 yıldan bu yana oldukça görkemli gayrı milli faaliyetlerini Millet’e hazmettirdiğini düşünen AKP yöneticileri ve kendini sultan olarak gören ve kibirden kıvranan ERDOĞAN, artık yolun sonuna doğru gelmiştir. Kıvranmaktadır.

GEZİ PARKI ısrarı da bunu göstermektedir.

Millet’in sabır taşı “GEZİ PARKI” sorunu sonucunda çatlamıştır.

Millet ayaktadır. Sorun “GEZİ PARKI” değil, AKP’nin bütün icraatlarıdır.

Pankartlarda da yazdığı gibi artık “HER YER, GEZİ PARKI”dır.

ERDOĞAN, kibir ve hayallerinden ötürü, gerçeğe ve Millet’e karşı, bilince karşı savaş açmıştır.

Türkiye’nin her tarafında yapılan gösterilere karşı polis saldırısı başlamıştır.

MİLLET AYAKTADIR.

Ancak bizim sorunumuz, hayatın gelip dayattığı sorun, ayağa kalkan bu Millet’in büyük birliğinin bir odakta sağlanmasıdır.

Bugün TBMM içindeki ve dışındaki bütün parti ve güçlere, büyük bir MİLLET PARTİSİ gibi birlikte davranması, ortak eylemlere geçmesi, güç birliği içinde yer alması, ülke içinde ve bölgemizdeki barış ve kardeşliğin yeniden şekillenmesi, HAÇLI VE SİYONİST TEHDİT VE SALDIRIYA KARŞI birleşmesi için MİLLİ BİR GÖREV DÜŞMEKTEDİR.

TARİH, HERKESİ, HER PARTİ VE GRUBU BU YAKICI GÖREVDE İMTİHANA ÇAĞIRMAKTADIR.

REKABET YOK, KISKANÇLIK YOK!

SAĞ, SOL YOK!

MİLLET’İN BÜYÜK BİRLİĞİ VAR!

İZZET ULUDAĞ – izzetuludag@gmail.com