HABER ARŞİVİ    |    GÜNCEL    |    ÖZEL HABER    |    SİYASET    |    KÜLTÜR SANAT    |    EKONOMİ    |    FOTOHABER    |    SPOR
 
 
Kasvetli Köşk !..


6 Eylül 2014 Cumartesi 15:38

Edebiyat tarihimizde iz bırakan bir roman vardır; Perili Köşk. Ömer Seyfettin tarafından yazılmış bu eser, tiyatroya uyarlanmış bir romandır.

 

Özetlersek; kalabalık ailesi için kiralık ev arayan Sermet Bey, gezdiği evler arasında yeterince büyük olan bir köşkü beğenir.  Ancak bu köşk şaibelidir ve halk arasında da geceleri bir perinin sıklıkla oturanları rahatsız ettiği söylencesi nedeni ile kiracılar bir iki ay sonra evi terk etmektedirler. 

Sermet Bey, batıl itikatlara inançlı olmadığı için kirasını ucuz bulduğu bu evi tutar ve ailece taşınırlar. Eve yerleşmelerinin ikinci haftasında geceleri, beyaz bir gölgenin oturanları rahatsız ettiği saptanmaya başlar.  Bir süre sonra köşkün camına atılan taş üzerine Sermet Bey perinin gölgesini görür ve peşine düşer.  Kısa bir kovalamaca sonrası üzerine beyaz bir çarşaf dolamış olan sözde periyi yakalar.  Çarşafı sıyırınca peri diye kiracıları rahatsız eden gölgenin evin sahibi Hacı Niyazi Efendi olduğu anlaşılır.

Ev sahibi Hacı Niyazi, kiraya verirken uzun vadeli kira bedeli olarak yüklüce bir parayı peşin almakta, sonra da peri rolünü oynayarak kiracıları kaçırmakta ve aldığı peşin kira bedelini de geri vermemektedir.  Yani kendince bir geçim kaynağı yaratmak için köşkte peri olduğu masalının yaratıcısıdır.  Ancak sonunda da sırrını çözen Sermet Bey’e yenik düşmüştür.

Perili ve hayaletli köşk ve şatolar, yalnız bizim edebiyat tarihimizde rastlanan olgular değildir.  Örneğin; İngiltere de, özellikle İskoçya da hayaletli şatolar ve evlerin varlığı hikâye edilmiş ve bazı meraklılarca belgesellere dahi konu olmuştur.  Bu evler, şatolar ve köşkler ise civarda oturanlar tarafından “kasvetli evler” olarak kabul edilmiştir yıllar boyunca.  Bu nedenle değil bu köşkler de oturmak, yanından bile geçmek insanları kasvete sürüklemiştir!

Tapınak Şövalyeleri ve Yuvarlak Masa Şövalyeleri tarafından yaptırılmış ve kullanılmış nice köşk ve şato, içinde gezinen hayaletler nedeni ile kasvetli mekânlar olarak tanınmıştır.

Kasvet; insanın içine sıkıntı veren, ruhunu daraltan, daral veren anlamı ile kullanılır.  Doğal olarak bu duygu sanal bir duygudur ve insanların kendi kıstaslarına göre bir mekânı içlerine sindirememeleri ile birebir ilgilidir.

İnanış odur ki; o şato veya köşk, ilk sahibinin yaşam felsefesine aykırı bir davranış kalıbına sahip olmayanlarca kullanılmaya başlarsa, köşkü yaptıran ve belirli süre kullanan kişinin ruhu acı çeker ve sonunda da yeni kullanıcıları doğru çizgiye getirmek üzere onları uyarmak ister.

Yeni kullanıcılar ise bu uyarılara yanıt veremez ve üstelik o köşkün ruhuna kendi davranışları uyarlamamak için direnirlerse, işte o zaman olanlar olur ve o köşk yeni sahiplerince içlerini daraltan, ruhlarına sıkıntı veren bir atmosfere bürünür.  Yani o köşk artık kasvetli bir köşk konumu ile gündeme oturur.  Sonunda da yeni kullanıcılar orayı terk etmek zorunda kalırlar!

Örneğin; A.B.D.’nin simgesi haline gelmiş Beyaz Saray (White House), ülkenin başkanları tarafından geleneksel olarak kullanılan bir mekândır.  Kubbesinin altındaki müze haline getirilmiş yuvarlak salonda da ülkenin ilk anayasasının altın levhaya yazılmış bir örneği bulunur.  Beyaz Saray’a yerleşen tüm A.B.D. başkanları, o altına yazılı devlet ilkelerine ters düşmeyi akıllarından bile geçirmedikleri için, o köşkün ilk kullanıcısı sayılan General Washinton’un ruhu tarafından asla rahatsız edilmemişlerdir.  Belki bir iki istisnası olmuştur.  Örneğin; insanların iletişim özgürlüklerine saygı göstermeyen bir başkan, yani Nixon, galiba bu hatası karşısında kendisine rahat yüzü vermeyen hayaletlerden kaçarak makamını bırakmak zorunda kalmıştır!

Şimdi benzeri bir olguya ülkemizde de rastlamaktayız.  Eski Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ve Ailesi, Çankaya Köşkünü çalışma alanı olarak kullanmış ama ikametgâh olarak Dışişleri Köşkü’nü seçmişti. Demek ki, Çankaya Köşkü de Sayın Gül Ailesi için kasvetli bir mekân sayılmıştı!

Şimdi de Sayın Erdoğan Ailesi, Emine Hanım’ın Çankaya Köşkünü kasvetli olarak yorumlaması sonrası Atatürk Orman Çiftliği içinde yeni yapılan ve adına AK Saray denecek yerleşkede yaşamak kararı almıştır.  Demek ki, Çankaya Köşkü değerli Cumhurbaşkanı ve eşi tarafından da kasvetli bulunmuştur.

Çankaya Köşkü’nü kasvetli hale getiren mantık ise, sanırım orada Türkiye Cumhuriyeti’nin yaratıcılarının ve özellikle Aziz Atatürk’ün kurucu iradesinin halen devam etmekte olmasının silinemez gücüdür.  Bu iradenin hüküm sürdüğü ortam da, ülkemizin AKP kökenli yeni cumhurbaşkanlarının kasvetsiz bir yaşam sürmesi de tabii ki olası değildi!

Bu nedenle, Sayın 12. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ve Aile bireylerinin Ak Saray’a taşınmak kararlarını bir T.C. Vatandaşı olarak onaylıyorum.  Kasvetli Köşk’te yaşamak her babayiğidin harcı değildi zaten!..

                                                                                                Erdal Akalın (06.09.2014)     





 
  HABER ARA
 
 
  
  FLAŞ HABER
  EN ÇOK OKUNAN
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
  SOSYAL MEDYA

 




 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GÜNCEL HABERLER SİYASET HABERLERİ SPOR HABERLERİ GİZLİLİK İLKELERİ

 

fotohaber.net | İnternet Gazetesi | Resmi Web Sitesi | Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
fotohaber.net © Copyright 2005-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA