“Yeni yıl umuttur” deseler de o günler geride kaldı.
Son yıllarda her yeni yıl giden yılı aratır oldu.
Umutlar, umutlarımız çoğu zaman hayal kırıklığı ile sonlandı.
Hep geri vites hep ters yön.
İnsanoğlu her şeye hazırlıklı olmak zorundadır.
Yoksa büyük bir yıkım yaşar.
Ki, o zaman da dengesi bozulur.
Dengesi bozuk insan ne kendine ne de çevresine yararlı olur.
Mersinli olarak bu hayal kırıklığını çok yaşıyoruz.
Hep yinelediğim gibi, “sahipsiziz sahipsiz!”
Bol keseden çok söz veriliyor.
Gerçekleşme oranı ise çok az.
Ankara, Mersin’e sıcak bakmıyor.
Bakışlar soğuk, mat, donuk, ilgisiz.
Yerel yönetimler bir şeyler yapabilme çabasındayken onların da yoluna taş koyuyorlar.
Kredisi bulunan projeler bile imzalanmıyor.
Amaç ayan beyan, apaçık ortada: Başkanların elini kolunu bağlamak!
Peki peki anladık, anladık da şeker kardeşim: Mersin’in, Mersinlinin suçu ne? NOKTA.
*
Yıllardır bir kuru gürültü, “DÜNYA KENTİ MERSİN!” mottosu dillendirilir.
2024’ü geride bırakıp 2025’e girerken yine “Dünya Kenti” olamadık.
2025’te bu hedefe ulaşma şansımız ne kadar?
Altyapı sorunu olmayan…
Ulaşım sorununu çözmüş…
Çevreci, ışıl ışıl bir MERSİN hedefine ne zaman ulaşacağız?
Çok mu beklenti içindeyiz?
Geçmişte verilen sözler gerçekleşmeyince beklenti ırak görünebilir.
Mersin ekonomisine önemli katkı sağlayacak Lojistik Merkez’de patinaj devam ediyor.
Hava yağmurlu, yollar çamur ve kaygan.
Patinaj olabilir.
Tabii ki bu işin şakası!
Kazanlı-Seyhan Turizm Bölgesi.
Geç bir kalem.
Bazılarının turizm diyerek Ankara’yı su yolu yapmalarına inanmayın.
Onlar kendi değirmenlerine su taşıma peşinde.
Mersin’de turizm defteri kapanmıştır!
Hem de yıllar önce.
Kimse hülyaya dalmasın. Hülya tatlı hayaldir ama ham hayaldir!
NOKTA.
*
2024’te tek sevincimiz Uluslararası Çukurova Bölgesel Havalimanı’nın hizmete girmesi.
Çok bekledik, az gittik uz gittik ama sonunda havaalanına kavuştuk.
Emeği geçenlerin eline sağlık.
Ya Türkiye’m?
2024 Emekli Yılı ilan edilmişti.
Ama emekli perişan!
Yalnız emekli mi?
Ücretli, esnaf ve üretici yokları oynuyor!
Patronlar bile mızmızlanıyor.
Asgari ücret deseniz evlere şenlik.
Emekli açlıkla boğuşuyor, yeni yılda da boğuşmaya devam edecek.
Atama bekleyen öğretmenlerin feryadı duyulmuyor.
Düşünce özgürlüğü özde değil sözde kaldı.
Sıkıysa Bay Başkan’ı eleştirin.
“Hakaret” savıyla önce dava sonra içeri!
Velhasıl 2024’ ü bitirirken bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete!
NOKTA.
Sözün ÖZÜ;
2025 Mersin’e ne getirir?
Fazla umutlanmayın derim!
Türkiye’yi hiç sormayın.
Son yıllarda her yeni yıl giden yılı aratır oldu.
“Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir” denir ya, aynen öyle.
Sahip olduklarınızla mutlu olmayı öğrenin.
Elinizdekini kaybetmeyin yeter.
Karanlık bir tablo çizdim yine!
Her şeyi tozpembe de gösterebilirdim, açık pembe.
Ne var ki işimiz doğruları yazmak.
Hayal âlemini değil.
Eleştiriye saygılıyım.
İsteyen beğenir isteyen beğenmez!
Doğruya doğru, eğriye eğri demek işimizdir.
Kıvırmaya, kıvırtmaya lüzum yok.
Zaten yeterince kıvıran, kıvırtan var.
Biz işimize bakalım.
Doğruları ve gerçekleri yazıp söyleyelim.
2025 direnç, umut ve özgürlük yılı olsun!
Tüm dünyaya barış, dostluk, kardeşlik getirsin.
Bitti. Nokta.