Adana gazetelerinin Mersin Belediye başkanı ile ilgili haberlerinde “MERSİN’İN ADANALI BELEDİYE BAŞKANI” diye tanımladığı Mersin Büyükşehir belediye başkanı Macit Özcan 27 Şubat 2010 tarihinde Hürriyet gazetesinden sevgili Ali Şen’e verdiği röportajda, bir zamanlar üzerine şiirler yazılan, şarkılar bestelenen ve kendisinin ise her fırsatta "turizm,kültür, spor , hatta bir Dünya kenti " yaptığını iddia ettiği Mersin’i değerlendirirken ;
“Mersin’de eksik olan şey turizm. Nereye giderseniz gidin turizmden geçinen insanlar var. Ama Mersin maalesef turizme elverişli olmasına rağmen geri kalmış bir şehir. Doğru düzgün otelimiz yok. Hilton’un dışında göze çarpan, kalınacak otel yok. Halbuki en küçük beldelerde bile beş on tane otel var.
Turizme ağırlık verilmesi lazım. Kazanlı- Seyhan projesinin hayata geçirilmesi gerekir” buyurmuşlar”.
Mersin’i tam 10 yıldır yöneten. Bu süre içinde aldığı milyonlarca liralık afet yardımı dışında, yine milyonlarca lirayı harcayıp bir o kadarda borçlanan Başkan Özcan en önemli icraatlarından birinin göçmen-Mezitli arasında kalan kum sahilleri doldurup kültür parkın devamını yapması turizme verdiği önemi ortaya koyarken, PKK’nın sokak eylemlerinden dolayı, Mersin’i yatırımcıların çekindikleri bir kent olduğu düşüncesinden kurtarmaya çalışıldığı bir dönemde, yerli ve yabancı turistlere “Mersin geri kalmış bir kenttir, kalacak otel bile yok gelmeyin” şeklindeki, anlaşılması güç, böyle bir mesaj vermesindeki mantığa şaşırmayan olabilir mi..
Bir kente en çok uyan ve kalkınmasına büyük katkı sağlayacak sektörün ne olduğunu teşhis edip o doğrultuda projeler hazırlamak, o sektöre yönelik planlara işaret koymak İleri görüşlü kent yöneticilerinin görevi değimlidir’ki (?) bu gün Mersin’in turizmde geri kalmışlığından bahsediliyor.
Macit Özcan bir şekilde haklı olabilirdi.
Mersin’in üç dönemdir Büyükşehir belediye başkanlığı görevinde bendeniz bulunuyor olsaydım.
“Belediye başkanının, başkanı olduğu kentin her yönden gelişmesi veya gelişmemesi ile ilgili her türlü faaliyetlerde bulunan kişi olması gerektiğinden birey, toplum ve şehrin geleceği için vasfının veya vasıfsızlığının büyük önemi olduğu gerçeğine bir kez daha “doğru” denilmez mi ?.
O nedenle ;
Eleştirileri dikkate almadığının bilinmesine rağmen, Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan’a bir belediye başkanının kentine ve kent halkına karşı görevleri nelerdir hatırlatmak haddimiz ve misyonumuz gereği görevimizidir ;
Bakınız ;
Belediye başkanının görevi, vasfı ve sorumlulukları nasıl tarif ediliyor.
“Şehirlerin gelişmesi, büyümesi, övgü ile bahsedilen, methedilen, gıpta ile izlenen yöre olması, göreve getirdikleri Belediye Başkanının karizması, vizyonu, becerikliliği, aktivitesi, zekası, çalışmalarındaki üstün başarıyla mümkün olur.
Belediye başkanı bir şehrin iflahına da, iflasına da sebep olabilir.
Belediye Başkanları halkın onayı ile seçilmiş kişiler olduklarından, halkın ve top yekun şehrin tüm dertleri ile ilgilenme yükümlülükleri vardır.
Yetkilerini halktan aldıklarından, manevî, vicdanî ve ahlâkî sorumlulukları da önce halkadır.
Başarısız belediye başkanı “bu benim işim değil” şeklinde düşünürken, başarılı olanı ise “kendi işinden daha fazlası için sorumluluk” duyandır.
Belediye Başkanı şehrin muhtelif sorunları için “bu şunun işi”, ”öteki onun işi” tarzında başarısız bir kişi vasfında değil, şehrin tüm sorunlarını bilip, bilmediği diğer sorunları da araştırıp, onları sorun olarak kabul edip, çözüme kavuşturmak için ilgili makam ve teşkilatları harekete geçirebilme kabiliyetinde olmalıdır.
Belediye Başkanı karizmatik olmalıdır. Yerine göre agresif olmalıdır.
20-30-40 yıl sonrasını görebilecek ufka ve 20-30-40 yıl önceden beri gelen sorunları algılayıp, bilen yapıda olmalıdır.Belediye Başkanı yaşadığı yörenin her karış toprağının âşığı, her kesimden insanın dostu olmalıdır.
Belediye Başkanı diyalog ve iletişim açısından sağır, kör, dilsiz ve ulaşılamaz değil, dertlilerin sesini duyabilecek, yarasa gibi hassas kulaklara.
Şehrin istikbalini görebilecek şahin gibi keskin gözlere ve şehrin dertlerini üst yetkililere ulaştırıp hizmet koparabilecek kuvvette, yerine göre ahenkli bir sese sahip olmalı ve “hava” gibi her an ulaşılabilir olmalıdır.
Belediye Başkanı şehrin diğer yetkili ve etkili çevreleri ile barışık, sözü, nazı, hatırı sayılır ve dürüstlüğünden emin olunan karaktere sahip olmalıdır.
Belediye Başkanı âlim kadar bilgili, cahil kadar cesaretli, kaplan kadar kuvvetli ve sağlıklı, puma kadar süratli olmalıdır.
Belediye Başkanı, şehrin yapısını değiştirecek projelerini gerçekleştirmek için önüne gelen engelleri aşabilecek, zamanla yarışıp hatta bir-kaç adım önde koşmayı göze alabilecek azme ve kararlılığa sahip olmalıdır.
Kanı kıpır, kıpır kaynamalı, ateşi kimisini yakarken, kimisine de şifa olmalıdır.
Belediye Başkanı, şehrin ihya için sosyo-ekonomik rezervlerini iyi bilen ve bunları harekete geçirebilecek icraatlar ortaya koyabilecek beyne, kafaya, zekaya, bilgiye ve tecrübeye sahip olmalıdır. “LİDER” olmalıdır, “REİS” olmalıdır”.
Saygıyı hak eden her kese saygılar.
Ziya Keskinışık
e-mail- gazeteciziya@mynet.com