CHP kongrelerini yapıyor.
CHP’nin değişmeyen yüzlerinden dolayı kendisine parti içinde yer bulamayanlar, dışlananlar seçimlerin galibini çok önce tahmin edip “ kesin o seçilir ” diyebiliyor.
Görev çok önemli olmasına karşın kimdir kazananlar ve kazanacak olanlar ?.
1-Demokrasi, insan hakları ve özgürlük gibi kavramların arkasına sığınanlar.
2-İhtiras ve egoizm.
İrade ;
Eline verilen oyu yırtıp atmak yerine, sandığa götüren, figüranlaştırılmış delegede değil.
İrade, Mersin ve İlçelerin de bir kişide.
Bunlar, tepkiler karşısında, her ne kadar “ ben karışmıyorum hak eden kazansın kardeşim” dese de sonuçta onların dediği olur.
Çünkü onlar partinin cüzdanıdır, çünkü onlar delegeye hakimdir ve o yüzden de güçlüdür.
Öyle olduğu tamamlanan seçimlerin sonucundan anlaşılmıyor mu ?.
Gerçek CHP’liler, yukarıda ifade ettiğim konulardan, zafer kazanmışçasına sadece kazanan adayın bileğinden tutularak havaya kaldırılmasıyla verilen mesajdan büyük kaygıyı duyuyor.
Dikkatlerden kaçmayan en önemli görüntü ise, geçmişteki sert muhalefetin sahiplerinin bugün destekleniyor olmaları.
Üzücü olan ise ;
Yok olan değerlerdir.
Bunları neden yazdım anlatayım ;
Başkan M. Özcan’ın DSP’den sonra YTP’ den de ayrılarak CHP’ye kur yaptığı günlerde ;
“O CHP’ye girerse ben etek giyer gezerim”.
“Ben buradayken o cesedimi çiğneyerek CHP’ye girer”.
“Onu CHP’ye alırlarsa biz çıkar gideriz” diyenleri ve o sözlerin sahiplerini, aleyhte yazarken kalemlerinden kan damlayan gazetecileri, gazetecilere belge ve bilgi servis edenleri
hatırladım birden.
Açıkçası, son günlerde tükürüğünü yalayanları hayret ve dehşetle izlerken kendime de sormadan edemiyorum.
Yoksa CHP’li olmak demek ; İlkeli, partisinin çıkarını her değerin üstünde görüp tutmak, birilerine taşeronluk yapmamak, Atatürk’ün tanımladığı sportmenlikte olmak değimli ?.
İnanın, ben bu ilkesizlikler yüzden içimde yaşattığım CHP için kaygılanıyor, karamsarlığa kapılıyor ve çok üzülüyorum.
Ya onlar ?.
Saygıyı hak eden herkese saygılar sunuyorum.
e-mail / gazeteciziya@mynet.com