Garip ama, ne zaman bir yerde durup Mersin’i seyre dalsam aklıma Mersin’in sahipsizliği gelir.

        Ve 1950’li yıllarda tam kentin önüne, o altın gibi kuma sahip sahil yok edilerek neden liman yapıldığına bir anlam yüklemeye çalışır, o dönemde Mersini kazanacağını sanarak o limanı kentin tam önüne yaptıran sığ düşünceli politikacıdan çok Mersinin geleceğini görmeyen Mersinlilere kızar, öfkelenirim.

          Mersin-Silifke arasında gidip gelirken o narenciye bahçelerinin yok edilerek yılda bir-iki ay kullanılan dev sitelerin yapımına izin veren yetersiz belediye başkan ve meclis üyelerine sinirlenir, ağzıma gelenide söylerim.

         Silifke- Aydıncık arasında ise o güzelim Akkuyu koyuna aklı başında ve insanına değer veren hiçbir ülkenin artık izin vermediği Atom santralini yapmakta ısrar eden AKP iktidarına hiçbir şey söylemem.

         Çükü konuyu tartışmadan ve santralin getirisinden çok neler kaybedileceğini göremeyen bir iktidara ne denir ki.

         Benim Mersinim sahipsiz.

         Benim Mersinim derme çatma sektörlerin işgali altında ezilmeye başlarken kimse bu kente en çok turizm yakışır diyerek bayrak açmamış.

         Şimdi Vali Hüseyin Aksoy’un yaptığı gibi.

        Mersin’i bir turizm kenti yapma uğraşı veren vali Hüseyin Aksoy ve bazı meslek örgütünün bu gayretleri yeterli olabilir mi ?.

         Bence hayır.

         Bir kente kazandırılması düşünülen her yatırımın ve istenmeyenlerin reddi ancak ve ancak güçlü lobi faaliyetleri sayesinde olacağı bir gerçek iken, Mersin’e lokomotiflik yaptığını iddia eden kuruluş temsilcileri, Mersin dışındaki Mersinli bürokrat, politikacı,gazeteci, yazar, çizer, edebiyatçı, şair, yönetmen, ressam, şarkıcı takımını bir araya getirip Mersin için güç birliği (lobi) oluşturmayı neden düşünmezler ?.

          Önerim gerçekleşir mi ?.

          Elbette gerçekleşir ve çokta yararlı olur.

         Turizm ve nükleer santral konusunda çok ciddi ve etkili çalışmalar yapılmazsa Mersin sahipsizliğine kurban edilecek ve yaşanır bir kent olmaktan çıkacaktır. 

          Antalya bunu yıllar öncesi yaptı ve bu günlere de o sayede geldi.

          Ancak geçmişte Antalya’ya yapılacak olan SEKA’yı Taşucu’na kaydırmayı başaran Deniz Baykal aynı çalışmayı Nükleer santral için yapmaz ise gelecekte Antalya’da santralin olumsuzluklarını yaşayan bir kent olacaktır.

          İş işten geçmeden.

          Mersinli tüm bürokrat, politikacı, yazar ve sanatçılarını Mersin için güç birliğine davet ediyor Mersin için bir şeyler yapmaya çalışan ve saygıyı hak eden her kese saygılar sunuyorum.

                                             Ziya KESKİNIŞIK