Televizyonda Amerikan basketbol ligi “NBA’ dan bir maça takıldım.

Geneli siyahi olan sporcuların performansına hayran olmamak mümkün değil.

Alınan bir mola ile her iki takımın basketbolcuları koçlarına doğru yürürken, takım elbiseli, kravatlı onlarca kişide sahaya girip oyuncuları  “çak” yaparak karşılayıp kutladı.

Amacın, sporcuları mola sonrasına motive ederek başarının devamını sağlamak olduğunu da anlamak zor değil.

Garip ama, aklıma, Mersin’im sahipsizliği geldi.

Bir basket maçı için strateji ve stratejiyi için ihtisaslaşmış elemanlar görevlendirilirken Mersin’in için güçlü bir lobinin neden oluşturulamadığını düşünürken dalmışım.

Kendime geldiğimde yüzümde müstehzi bir ifadenin oluştuğunu hissettim.

Hemen bilgisayarımın başına geçip araştırmaya başladım.

İnanın şaşıracaksınız.

ABD’de Amerikan futbolu ligi NFL’ de 32 takımda her baş koçun ortalama 18 yardımcısı ile birlikte saha kenarındaki adan sayısı 40 iken, yardımcı elemanların  uzmanlaşması ile saha kenarındaki adam sayısı 53’eçıkarılmış..

Amerikan basketbol ligi NBA’ da ise durum farklı değil.

Sahada beş kişinin yer aldığı basketbol sporunda koç yardımcıları, menajerler, doktor ve malzemecileri de ekleyince bu sınır 30-35’i zorlamaya başlayınca alınan bir karar ile saha kenarı yedek bankına ev sahibi takımların 27, deplasman takımlarının ise 25 kişiyle yer alması kararlaştırılmış .

Bu yardımcı koç sayıları falan yanlış değil.
Örneğin Washington Redskins takımında yöneticiler, doktorlar hariç

Joe Gibbs’in sadece tam 20 yardımcısı varmış.

Amerika’da NBA basketbol lig’inde bir takım maç yapacağı salona 50-60 kişilik güçlü bir ekip ile gelirmiş.

İşin gerçeği, bir takım sporunda bile strateji ve kadro bu kadar önemliyken Mersin için çalışan kim ve kaç kişidir, bilen var mı ?.

Vali Hüseyin Aksoy’un dışında.

Sizlerlere de sormak istiyorum ?.

İsa Gök, Kadir Ural, Ali Er, Vahap Seçer, Akif Akkuş, Ömer İnan, Mehmet Şandır, Kürşat Tüzmen, Ali Oksal, Behiç Çelik, Mehmet Zafer Üskül, Ali Rıza Öztürk’ten oluşan 12 Mersin milletvekili içinde

“Trabzon Milletvekili arkadaşımın, Trabzon için istediğini bende

Kayseri’ye istiyorum” diyerek Kayseri’ye liman yapılmasını isteyen o Kayseri'li Milletvekili duyarlılığında kaç Mersin milletvekili var parlamentoda.

Yaptığım küçük bir araştırmayı aktarayım.

12 Milletvekilimizi tanımayanların sayısının oldukça çok olmasının yanı sıra, Mersin için hiçbir şey yapmadıklarını belirtenlerin oranı ise yüzde yüze yakın.

Şunu ifade etmek istiyorum.

Artık, hangi konuda olursa olsun imkanların elde edilmesi, olumsuzlukların giderilmesi bireysel veya örgütlü  lobi faaliyetleriyle mümkün oluyor.

Örnek, Antalya.

Bu gün 10 Milyon turist ağırlayacak yatırımın sahibi Antalya, özellikle turizm teşviklerinden ve yatırımlarından sürekli olarak aslan payını almasında en büyük etkenin güçlü lobisi sayesinde olduğunu, hatta turizm ile bağdaşmayacak “SEKA” gibi çevre düşmanı fabrikayı, turizmde geleceği olan Taşucu’na kaydırılması bile Antalyalı Deniz Baykal’ın lobisi sayesinde olmuştur.

Mersin, en çok bürokratı, bakanı, genel başkan yardımcısı, genel sekreterleri, gazetecisi, yazarı, çizeri, edebiyatçısı, şairi, yönetmeni, ressamı, şarkıcısı olmasına karşın oluşturulmuş örgütlü lobi gücü neden yok ?.

Mersin özellikle şu günlerde olumlu ve olumsuz hükümet kararları üzerinde etkili olabilecek örgütlü bir güç, yani güçlü bir lobi oluşturmaz ise inanın bir ay sonra iş işten geçecektir.

Çünkü Hükümet Mersin’i gözden çıkarmış ve Trakya bölgesinin gelişen sanayisi için enerji üretecek olan nükleer santrali Akkuyu’ya yapmakta kararlı.

O nedenle, Akdeniz bölgesinin üzerine kabus gibi çökeceği tartışma kabul edilemez olan  “nükleer santral” yapımının engellenmesini sağlamak, Mersin’e en çok yakışacak olan turizm, tarım ve lojistik sektörlerine Devlet desteği ve yatırımcısına teşvik için güçlü bir lobi örgütlenmesine ve faaliyetine acilen, çok ama çok ihtiyaç var.

Mersin elden gitmeden, İş işten geçmeden..!

Şayet gelecek nesillere daha yaşanılır bir Mersin bırakmak ve Mersin’i en güçlü sektörlerin tercih ettikleri bir kent yapmak istiyorsak eğer ;

Tüm Belediyelerin, meslek örgütlerinin, Mersini, ailesini, işçisini, toprağını, ürününü önemseyip seven ;

Mersin’li bürokratları, yeni ve eski parlamenteri, gazeteciyi, köşe yazarını, edebiyatçıyı, çizeri, şairi, yönetmeni, ressamı, her entelektüeli çok ama çok etkin, aynı Greenpeace (Grinpis) üyelerinin yılmaz mücadele anlayışında, “stratejik güç birliğini sağlayacak olan lobi için bir araya getirilmesine ve iktidara, Mersin’i istediği gibi şekillendirmeyeceğini anlatmaya ihtiyaç var.

İddia ediyorum..!

Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler içinde turizm’de rakipsiz duruma gelen Antalya’dan sonra, son yıllarda tüm sektör yatırımcısının ilgi göstermeye başladığı Mersin, Adana hatta tüm Akdeniz bölgesinin geleceğini nükleer santralle ( Çernobil örneği ) kararabileceği ihtimaline duyarsız kalan AKP’ye bu konudaki en büyük finans desteğinin, uluslararası lobi gücüne sahip Fransa, İtalya, Yunanistan gibi ülkelerden geleceğinden de kimsenin şüphesi olamasın.

Çünkü bizim kaybedeceklerimizle onlar büyük kazanç sağlayacaktır.

Konuya duyarlı ve saygıyı hak eden herkese saygılar.